‘Sınırlar konsa da barikatlar dizilse de zılgıtlarımızla buluşuyoruz’ 2024-03-07 09:48:23       AMED - TJA aktivisti Rojbin Sevil Çetin 8 Mart’a dair cezaevinden gönderdiği mesajında, “Sınırlar konsa da, barikatlar dizilse de, aramıza demirler çekilse de duvarlar örülse de engel tanımayan zılgıtlarımızla buluşuyor, halaya duruyoruz” dedi.    Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Rojbin Sevil Çetin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla mesaj gönderdi. Rojbin mesajında direnişin akışkan olduğu ve durmadığına dikkat çekti.   Rojbin’in mesajının tamamı şöyle:   “Selam olsun yaşamı avuçlarıyla eken yüreğini katarak büyüten kadınlara… Selam olsun dağda, meydanda, kürsüde, her alanda zulme başkaldıran yaşamak ve yaşatmak için özgürlüğü haykıran, uğruna canını canlara katan direngen kadınlara, selam olsun!   Soykırımcı zihniyete karşı alanlardayız   Her nerede olsak da aynı duyguda, aynı sözlerde buluştuğumuz renkliliğimizle bütünleştiğimiz değerlerimizle birbirimize eklendiğimiz, yan yana durdukça coşkuyla aktığımız, çoğalarak yürüdüğümüz bir 8 Mart’ı daha karşılıyoruz. Sınırlar konsa da, barikatlar dizilse de, aramıza demirler çekilse de duvarlar örülse de engel tanımayan zılgıtlarımızla buluşuyor, halaya duruyoruz. İrademizi gasp ederek yaratımlarımızı hırsızlayan; zulmü güç sayarak bizleri katleden, varlığımı, kimliğimizi yok sayan sömürgeci, soykırımcı zihniyete karşı alanlardayız.   Özgürlük ateşiyle buluşturmak için alanlardayız   Kazanımlarımızı yok ederek hafızaları silmek isteyen iktidara karşı; evde, sokakta, meydanlarda, zindanlarda işkence eden zihniyete karşı alanlardayız. Mücadele eden, karşısında duranı içeride dışarıda hapseden zihniyete karşı aynı yerdeyiz. Birlikte yan yana durduğumuz özgürlük için zindanda, meydanda her yerde aynı dilde buluşarak ‘tecridi kıracağız’ dediğimiz özgürlük ateşiyle buluşturmak için alanlardayız. 8 Mart’ın coşkusunu, Newroz’un özgürlük ateşiyle buluşturmak için alanlardayız. 8 Mart’a biçtiğimiz anlam, dönemin ruhuna denk gelen zamanı okumaktır. Direniş renklidir, akışkandır, durmaz dili ve sözü birdir. İçeride dışarıda fark etmeksizin, köleliğe, emek sömürüsüne, zulme, çarmıha, esarete, yok sayılmaya karşı sözün birleştiği direniş halinde olmaktır.   Kapitalist sistemin asıl ürünüdür   İktidar ise aynıdır, dönemi ve zamanın ruhu yoktur. Çünkü salt kendine dönüktür. Kendini kalıcılaştırmak için her politika onun için bir çıkar aracıdır. Geçmişten bugüne, dünyanın neresinde olursa olsun değişmez. Kendini zamana değil zamanı kendine uyarlayan tek kutuplu bir dünya sistemi dışına çıkmayan; halkların varlık gerekçesini kendi varlığıyla eriten, hafızasız, kimliksiz, kültürsüz bir yığın halinde ele alan bir zihniyetin kurucusu ve sürdürücüsüdür. Kapitalist sistemin asıl ürünüdür. Bu sistemin dayanağı eril, hegemonik, tahakkümcü, artık çoğaltabileceğimiz bu zihniyeti tasvir ediyoruz. İdeolojisi de tasvirlediğimiz zeminler üstüne inşa olmuştur. Ya benzeşeceksin ya da alternatifi seçeceksin.   Direnişimiz büyüdü   İşte mücadele direniş alternatifini seçenlerin yani hakikat arayışçılarının ilk başlatanların öncülüğünde sürmektedir. Tarihsel, toplumsal hakikatin korucusu, yaşamı düzenleyerek etrafında toplumsallığı kuran kadın/ana kadın sistemi başlangıç yaratır. Yaratımlarımıza aldığımız ilk darbe hem neden darbelendiğimizi, hem de mücadele gerekçemizin izahı olmuştur. Tarihsel derinliği barındıran kavgamız mücadelemiz devam etmektedir. Toplumsal, siyasal, kültürel, inançsal, ekonomik, bilimsel ve benzeri tüm alanlarda mücadele halinde olmamız karşımızdaki güçle ilintilidir. Dünyanın neresinde olursak olalım yaşamın hangi etrafındaysak da kendimize ait olanı korumak, elimizden alınanı da geri almak üzere direnişimiz büyüdü.   Tüm kadın arkadaşlarımızla halaya duruyoruz   Direnişi öğreten ışık olan nice değerin sözünü kucaklayarak, düşlerini gerçekleştirmek üzere yürüyor, direnişi büyütüyoruz. Varlığını değerlerimiz üzerinden tahkim eden iktidara ve ardıllarına karşı yaşamı özgürleştirmek için büyümeye devam ediyoruz. Umutsuzluğa, karamsarlığa, tereddüde yer vermeksizin doldurduğumuz meydanlardan yaratacağımız demokratik özgür günlere coşku ile akıyoruz. Zindanlardan renklendirdiğimiz meydanlara ‘jin jiyan azadî’ coşku ve inancını dünyanın dört bir yanına taşıyan değerli tüm kadın arkadaşlarımızla halaya duruyoruz.   Roja me piroze, roja me ya jınan piroz be!”