Denizli’de kadınlardan 8 Mart çağrısı 2024-03-06 21:53:16   DENİZLİ - KESK Denizli Kadın Meclisi “Emeğimiz bedenimiz, kimliğimiz bizim, mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” şiarıyla kadınları alanlara çağırdı.   KESK Denizli Kadın Meclisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Candoğan Parkında bir araya geldi. “Emeğimiz bedenimiz, kimliğimiz bizim, mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” yazılı pankartın taşındığı açıklamada “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Jin jiyan azadi” sloganları atıldı. Basın metnini Kadın Meclisi adına Özge Sarma okudu.   ‘Depremin yaşandığı şehirlerde en çok kadınlar zorlanıyor’   6 Şubat depreminin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen depremin yaşandığı kentlerde yaşamın hala zor koşullarda sürdüğünü söyleyen Özge “Kışla, yağmurla, selle daha da zorlaşan koşullarda kadınların omzuna yüklenen sorumluluklar, bakım emeğinin kadınların görevi sayılması nedeniyle arttıkça artıyor” dedi.    ‘Kadın işsizliği her yüksek işsizlik türü’   Neoliberal politikalardan en fazla kadınların etkilendiğini belirten Özge “Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacak bir yöntem olarak kadınlara ataerki ile kapitalizmin çıkarlarını kesiştiren bir çalışma alanı yaratılıyor. Her beş kadından yalnızca biri kayıtlı, tam zamanlı istihdama erişebiliyor. Kadın işsizliği ise her zaman olduğu gibi tüm işsizlik türlerinde en yüksek olan işsizlik türü. Genç işsizliği yüzde 32,3 iken genç kadın işsizliği yüzde 41,1. Kadınların eğitime katılım oranı artıyor ancak işsizlik oranında ciddi bir değişim olmuyor” diye belirtti.    ‘Kadın kazanımları ‘yerli ve milli söylemiyle gasp ediliyor’   AKP-MHP ve diğer iktidar ortaklarının İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktığını, 6284 Sayılı Kanun’un ‘yerli ve milli olmadığı’ söyleminde bulunduğunu dile getiren Özge “AKP-MHP iktidarı, gerici-milliyetçi yeni ittifakı ve medyasıyla kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor. Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor” ifadelerini kullandı.   ‘Cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor’    Kesintili eğitim sistemi ve Milli Eğitim Bakanlığı yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerin özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakarak eğitimden kopardığını ifade eden Özge “ÇEDES gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor; çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Fetvalarla, Diyanet’le bu sistem destekleniyor. Erkek egemen sistemin yeniden üretilmesi ile cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor” şeklinde dile getirdi.   ‘Göçmen düşmanlığı ve ırkçılık artıyor’   İsrail’in Filistin’i işgalinin bölgedeki bütün etnik, dinsel-mezhepsel çelişkilerin şiddetlenmesinin ve başka soykırımların da gündeme gelmesinin yolunu açtığını belirten Özge, “Uzun süredir Ortadoğu’da; Suriye’de, Irak’ta, Yemen, Sudan’da ve Ukrayna’da devam eden çatışma ve savaş hali ekonomik krizleri derinleştirirken, emekçiler, halklar ve kadınların içinde bulunduğu şartlar daha da ağırlaşıyor.    Savaş ve antidemokratik uygulamalar nedeniyle göç etmek zorunda kalan halklar gittikleri yerlerde göçmen düşmanlığı ve ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. Ekonomik krizlerin derinleştiği koşullarda halkları karşı karşıya getiren göçmen düşmanlığı, sermayenin ucuz işgücü olarak göçmen emeği sömürüsüyle güçlendiği, tekçi iktidarların ise bundan politik fayda sağladığı bir hale dönüştü.   ‘Kadın temsiliyeti yine sınırlı kaldı’    Merkezi seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde de kadın temsiliyetinin sınırlı kaldığını dile getiren Özge “Kadınların taleplerini pembe otobüsler ile karşılayacağını düşünen iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmalar hayata geçirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bilmesini istiyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları seçimle değil, mücadeleyle, direnişle elde ettik. Bundan sonra da mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz” dedi.   Kamu emekçisi kadınları olarak “emeğimiz bedenimiz kimliğimiz bizim; mücadelede kararlı özgürlükte ısrarcıyız” şiarı ile alanda olacaklarını söyleyen Özge kadınları 8 Martta alanlara çağırdı.   Açıklama sloganlarla sona erdi.