Kaybedilenlerin akıbetini sordular 2024-02-24 12:35:11   HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları ve İHD, 4 kentte kaybedilenlerin akıbetini sordu.   İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları Amed, Colemêrg, Êlih ve İzmir'de yaptıkların açıklamalarla kaybedilenlerin akıbeti sordu.   Amed   İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” şiarıyla her hafta olduğu gibi bir kez daha Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eylemin 785’inci haftasında kayıp yakınları, İHD yöneticileri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ve CHP Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Eylemde kayıpların fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı ve aileler, gözaltında kaybettirilenlerin fotoğraflarını ellerinde taşıdı.    Eylemde bu hafta 28 Şubat 1994’te gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Mehmet İnan’ın akıbeti soruldu.    ‘Anadilin yasak olması büyük ayıp’   Hikaye paylaşılmadan önce İHD Bölge Temsilcisi Mehmet Tahir Saçaklı, anadilin önemine değinerek, 21’inci yüzyılda Kürtçe’nin yasaklı olmasının büyük bir ayıp olduğuna dikkat çekti.    ‘İki kere gözaltına alınıp serbest bırakıldı’   Mehmet İnan’ın kaybettirilişine dair hikayeyi paylaşan İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, “İnan ailesi Siirt il sınırına yakın bir köyde ikamet eder. İnşaat işçisi olan Mehmet İnan evli ve 7 çocuk babasıdır. Mehmet İnan, 28 Şubat 1994 tarihinde kaybedilmeden önce iki ay ara ile iki kez gözaltına alınıp, serbest bırakılır” dedi.    ‘Bir daha haber alınamadı’   Ömer, 28 Şubat 1994’te Mehmet’in ailesi ile köyde hayvanlarını otlattıkları sırada ihtiyaçlarını tedarik etmek üzere Sert’e gittiğini söyledi. Ömer, “Akşam evine dönmeyince ailesi kaygılanmaya başlar. Oğullarını arayan aileye Mehmet İnan’ın silahlı kişilerce zorla bir arabaya bindirilerek kaçırıldığı bilgisi verilir. Baba Ali İnan, ertesi günün sabahında Siirt Cumhuriyet Savcılığı’na, Valiliğe ve Tugay Komutanlığı’na yazılı başvuruda bulunur. Ancak bir sonuç alamaz. İnan’ın kayboluşundan yaklaşık 4-5 ay sonra, polisler baba Ali İnan’ı Siirt Emniyet Müdürlüğü’ne götürür. Orada kendisine bazı fotoğraflar gösterilir. Fotoğraftakilerin hiçbiri babaya tanıdık gelmez. Polisler babayı geç bir saatte eve bırakır. Ailenin tüm hukuki girişimlerine rağmen Mehmet İnan’dan o tarihten itibaren haber alınamaz” şeklinde konuştu.   5 dakikalık oturma eyleminin ardından eylem son buldu.    Colemêrg   İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg (Hakkari) Şubesi ve kayıp yakınları da,  “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 111’inci haftasında Gever (Yüksekova) ilçe merkezindeki Sanat Sokağı’nda buluştu. Bu haftaki eyleme Barış Anneleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Öznur Bartın, Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan Dem parti ve DBP yöneticileri de katılım sağlayıp destek verdi. Eylemde, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” yazıla pankartı açılıp gözaltında kaybedilen ve faili meçhul şekilde katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde Mehmet Yaşar ve Zeki Yılmaz’ın akıbeti soruldu.   Yapılan eylemde İHD Colemêrg Şube Sekreteri Pınar Yılmaz Şen, açıklama metnini okundu.   ‘Evden çıktıktan sonra bir daha geri dönmedi’   Türkiye de 90’lı yıllarda Gözaltında katledilenlerin sayısı azımsanamayacak şekilde çoğaldığını söyleyen Pınar, “ Cumartesi annelerinin güçlü duruşu Galatasaray meydanından dünyaya doğru açılan bir umut kapısı olmaya başladı. Bu umut gözaltında kaybedilenlerin akıbetinin hukuksal zeminde aranması ve sorumluların gerçek bir adalet olgusu ile yargılanmaları umuduydu.Bu gün gözaltında katledilen Murat Yıldız’ın ve Zeki Yılmaz’ın da yıl dönümü. Mehmet Yaşar Zeki Yılmaz’ın akıbetini sormak için evden çıktıktan sonra bir daha geri dönmedi” dedi.   Herhangi bir soruşturma başlatılmadı   Pınar, Mehmet Yaşar'ın, gözaltında katledilen yakın dostu Zeki Yılmaz’ın cenaze törenine katıldıktan sonra cenaze sırasında Mehmet’in takip edilmeye başladığını belirtti. Pınar, “Bir akrabasının evine sığınan Yaşar’ın bulunduğu ev ablukaya alındı ve akşam saat 20.00 sularında evde kimlik sorgulaması yapan polis ekipleri ‘bizimle emniyete geleceksin’ diyerek Mehmet Yaşar’ı gözaltına aldı. Gözaltına alındığı inkar edilen Mehmet Yaşar için yapılan tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Herhangi bir soruşturma başlatılmadığı gibi ailenin adalet arayışı tehdit ve inkar ile sekteye uğratıldı” sözlerini kullandı.   ‘Adli merciler bu inkar siyasetinin bir parçası oldular’   Mehmet'in, Tabur Komutanı Mehmet Emin Yurdakul'un talimatıyla alınıp tabura getirildikten sonra ağır işkence yapıldığını kaydeden Pınar,"İşkence sonucu dirsek kemikleri görünüyordu. Daha sonra helikoptere bindirip götürdüler ve geri getirilmediğine tanık oldum, büyük ihtimalle helikopterden atılmıştır' dedi. Bu açıklamalara rağmen etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tüm adli merciler bu inkar siyasetinin bir parçası oldular. Mehmet Yaşar henüz 32 yaşında insanların gözleri önünde gözaltına alınarak kaybedildi. Bizler Mehmet Yaşar’ın gözaltına alınıp kaybedildiği gerçekliğini bu meydandan tüm insanlığa haykıracağız” diye aktardı.   Êlih   Êlih’te İHD Şubesi ile kayıp yakınları, her hafta yaptıkları eylemlerinin 621’incisini Gülistan Caddesi üzerinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirdi. “Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde aileler gözaltında kaybettirilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Burada konuşan İHD Êlih Şube Yöneticisi Rezan Baytar, kayıpların akıbeti bulununcaya dek alanlarda olmaya devam edeceklerini söyledi.    Rezan, bu haftaki eylemde Şirnex’ın Silopiya (Silopi) ilçesinde 1998 yılında gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Mehmet Mungan’ın hikayesini okudu.    Rezan, “Bölgede çatışmalar başlayınca güvenlik güçlerinin baskılarından dolayı Mungan ailesi de yaşadığı köyü boşaltıp Xezâyâ (Doruklu) köyüne yerleşir. TIR şoförlüğü yapan 27 yaşındaki Mungan, 18 Mart 1998'de Irak'a götüreceği malları yüklemek üzere Silopiya’ya gelir. Akşam vakti Silopiya'daki dayısının evine gelerek, yolculuk için yanına bir miktar para alıp evden çıkar. Dayısının evinden çıktıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamaz” dedi.  Rezan, ailenin tüm girişimlerine rağmen Mungan’ın akıbetine dair bilgi almadığını belirterek, mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.     Açıklama oturma eylemi ile son buldu.   İzmir    İHD İzmir Şubesi de, 2 hafta bir düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eylemde, “Kayıplar vicdandır sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları açıldı. Açıklamaya İHD Eş Genel Başkan’ı Hüseyin Küçükbalaban, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.  Bu haftaki eylemde, 29 yıl önce İzmir Bornova'da  gözaltına alınıp kaybedilen  Murat Yıldız'ın (19) akıbeti soruldu. Açıklama, Kürtçe ve Türkçe olarak yapıldı. Kürtçe açıklamayı İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş,  Türkçesini ise İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner Canlı okudu.    Açıklamada konuşan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, 1995 yılından bu yana kayıp yakınlarının hakikat arayışının devam ettiğini belirterek, “Binlerce insan gözaltına alındı ve zorla kaybettirildiler. Failleri bulunamadı. Bizler için faillerin kim olduğu belli. Ama devletin derin dehlizlerinden çıkarılıp aydınlatılmadı. Bizler ülkenin her tarafında kayıplarımız bulunsun söylemini dillendirdik, dillendirmeye devam edeceğiz. Bu mesele sadece bir insanın kaybedilmesi meselesi değildir. Ülkenin barışı ve demokrasi meselesidir. Biz bu talebi sonuna kadar sormaya devam edeceğiz” dedi.   Daha sonra söz alan İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Zilan Gümüş de, 1995 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.