Oğlunun cenazesi kargoyla gönderildi, tutuklandı, geri adım atmadı! 2024-02-15 09:03:09     Şehriban Aslan   AMED - Cenazesi kargo ile teslim edilen Agit İpek’in annesi Halise Aksoy, yaşamı boyunca verdiği mücadele ve Kürt annelerin sembolü haline gelmesinin ardından tutuklanarak cezaevine konuldu. Cezaevinde bulunan Halise, mücadelesinden asla geri adım atmayacağını görülen iki duruşmada da gösterdi.   Dersim’de 23 Mayıs 2017 yılında çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in ailesi, yıllarca çocuklarının cenazesini alabilmek için mücadele etti. Agit’in annesi Halise Aksoy (57), Malatya Adli Tıp Kurumu ve Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak girişimlerde bulunsa da hiçbir sonuç alamadı. Cenazenin İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) olduğunun bildirilmesi üzerine Halise Dersim’de kan örneği verirken, buna dönük de herhangi bir sonuç alamadı.   Halise verdiği mücadele sonucu 2020 yılında Diyarbakır Adliyesi’ne çağrıldı. Dersim’de 2 Mart 2020 tarihinde PTT’ye verilen Agit’in cenazesi Nisan ayında Halise’ye kargo paketinde teslim edildi. Agit’in cenazesi abluka altında Mêrdin’in Artuklu ilçesine bağlı Tizyan (Elmabahçe) Mahallesi’ne götürülerek toprağa verildi.    Kurumlardan suç duyurusu   İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, Amed Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Amed Temsilciliği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Halise, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanmaktan” suç duyurusunda bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yetkisizlik kararıyla Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturma sonucunda ise takipsizlik kararı verildi. Savcılığın takipsizlik kararı gerekçesinde, 4 Temmuz 2019’da bulunan 18 adet kemik parçasının Agit İpek'e ait olabileceği değerlendirilerek, Halise’den alınan kan örnekleriyle birlikte paketlenip 5 Temmuz 2019’da İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK) Morg İhtisas Dairesi Kemik İnceleme Şube Müdürlüğü'ne gönderildiği hatırlatıldı.   Yönetmeliğe uyulmuş!   Gerekçede, İstanbul ATK tarafından yapılan inceleme sonucu cenazenin Agit İpek’e ait olduğunun tespit edildiği ve yine paketlenerek Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği, annesi Halise’ye teslim edilmek üzere haber verildiği belirtilerek, Halise’nin oğluna ait cenazeyi ancak Amed’de teslim alabileceğinin bildirmesi üzerine, “cenazenin yönetmeliğe uygun bir şekilde 25 Kasım 2019’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği” savunuldu. Ancak bu tarihlerde İstanbul’da olduğu için Halise’ye teslim edilemeyen cenazeden kemik parçaları olarak bahsedilen kararda, “Kemik parçalarının aynı yöntemle Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığına geri gönderildiği, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığında görevli kâtipler tarafından Halise’nin tekrar arandığı gelip emaneti alabileceğinin bildirildiği, ancak Halise’nin Diyarbakır'a tekrar göndermeleri halinde teslim alabileceğini, Tunceli'ye gelemeyeceğini bildirmesi üzerine 28 Şubat’ta teslim için tekrar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında görevli memurlar tarafından adliyede bizzat anne Halise Aksoy'a 10 Nisan’da teslim edildiği” denildi.   Takipsizlik kararı   Agit İpek’e ait cenazenin kargo paketiyle adliyede Halise’ye teslim edilmesinin ATK’nin uygulama yönetmeliğine uygun olduğu ileri sürülen kararda, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan kamu davasının açılmasını gerektirecek bir hususun olmadığı ifade edildi. Savcılığın takipsizlik kararına karşı anne Halise’nin avukatları, Tunceli Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu. Oğlu Agit İpek’in cenazesinin kargoyla gönderilmesiyle tanınan Halise’nin yaşamı, Kurdistanlı annelerin yaşamının da bir örneği…   Köy askerler tarafından yakılıyor   Baskılara karşı Halise’nin mücadelesi daha küçük yaşlardan itibaren başlıyor. Mêrdîn'in Zêdye ilçesine bağlı Tizyan köyünde dünyaya gelen Halise, henüz küçük yaşlarda Kürt olduğu bilinciyle yetişir. Aynı köyden biriyle daha çocuk yaşta evlendirilen Halise, 90’lı yıllarda köy yakmalarına ve baskılara hem maruz bırakılır hem de tanıklık eder. 1992 yılında oğlu Agit doğduktan bir süre sonra köyleri askerler tarafından basılır ve kendilerine ait evin de içerisinde olduğu köyün tamamı ateşe verilir. Köyde kalacak yer kalmayınca göç yollarına düşer Halise ve ailesi. 8 çocuğuyla beraber İstanbul'a göç eden Halise'yi ve çocuklarını evli olduğu erkek hiçbir şey söylemeden terk ederken, Halise için zor olan yaşam daha fazla zorlaşır. Bir kadın, 8 çocuk, büyükşehir İstanbul'da hayatta kalabilme mücadelesi verir.   Agit defalarca gözaltına alındı   Tek başına çocuklarına bakmak zorunda kalan Halise, İstanbul'da kıt kanaat geçinirken bir yandan da devletin baskısına maruz kalır. Oğlu Agit defalarca gözaltına alınır ve darbedilir. Agit, bu baskılara boyun eğemeyeceğini söyleyerek, "Anne ben gideceğim" der ve Halise oğlunun bu sözlerinin öfkeden olduğunu düşünse de Agit 2010 yılında bir daha dönmemek üzere evden çıkar ve gider. Agit'ten sonra daha önce olduğu gibi yine evlerine baskınlar yapılır, tehditler devam eder. Her gelen polis ekibi Agit'i sorar. Bu baskılara daha fazla dayanamayan Halise, çocuklarını alıp önce Mêrdîn’e, sonra da Amed’e yerleşir. 2017 yılında ise oğlu Agit'in Dersim'de çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdiği haberi gelir Halise'ye. Dersim'e gider, Amed’de defalarca başvuru yapar ama oğlunun cenazesine ilişkin en ufak bir ize ulaşamaz ve 3 yıl boyunca cenazesini almak için mücadele eder. Ta ki 10 Nisan’a kadar. Oğlunun kemikleri bir kargo kutusunun içinde 45 lira karşılığında teslim edilir Halise'ye.   Ev baskını sırasında işkence yapıldı   Tüm bunların yanı sıra 23 Aralık 2020 tarihinde Halise’nin evine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan misafirlerine yönelik “ihbar” olduğu gerekçesi ile polis baskın düzenler. Baskın sırasında evinin kapısı kırılan Halise, daha sonra misafirleri ile birlikte beton üzerinde yüzükoyun yere yatırılır ve evde arama yapılırken Halise ile birlikte 5 kişi polislerce darbedilir. Bu sırada Halise’nin misafirlerinden birisinin kafası kırıldı. Evde 5 saat süren aramanın ardından 5 kişi gözaltına alınır. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne götürülenler, 4 saat boyunca ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılır.   Bu parfümün burada ne işi var?   Yine 4 Mart 2022 tarihinde Amed’de birçok eve polis tarafından baskın düzenlenir. Yapılan baskınlarda 8 kişi gözaltına alınırken, Halise’nin evi de basılır. Halise evde yokken evde arama yapan polis, eşyaları dağıtır. Polisler Halise’nin kızına, “Annen evde tek mi kalıyordu? Geleni gideni var mıydı? Bu parfümün burada ne işi var? Evdeki kitapları annen mi okuyor” şeklinde sorular sorar. Ayrıca polislerin arama sırasında yaşamını yitirmiş olan kardeşini de kendisine sorduğunu belirten kızı, “Devlet cenazesini kargo ile gönderdi bize, o kadar mı bilmiyorsunuz” yanıtı verir. Evde yaklaşık bir saat arama yapan polisler, buldukları bazı kitaplarla birlikte Halise’ye Anneler Günü’nde cezaevinden gönderilen bir mektuba da el koyarak, evden ayrılır.    Polis: Agit’in cenazesi gerçekten kargoyla mı geldi   Halise’nin evine 18 Mayıs 2022 tarihinde tekrar baskın yapılır ve Halise evde yoktur. Polis ise bu sırada Halise’nin komşularına, “Agit İpek’in cenazesi gerçekten kargo ile mi gönderildi? Öyle bir şey var mı” diye sorar.   Defalarca ev baskını yapıldı   Son olarak yine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında 25 Nisan 2023 tarihinde aralarında gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve avukatların bulunduğu 200’ü aşkın kişi hakkında gözaltı kararı verilir. Ümit Akbıyık adlı açık tanığın verdiği ifadeler üzerinden başlatıldığı öğrenilen soruşturma kapsamında Halise, kızı Mizgin Karataş ile eşi Harun Karataş da gözaltına alınır. Soruşturma sonucunda Halise, Mizgin ve onlarca kişi tutuklanır.   Avukatı ve kızıyla konuşmaları suçlama konusu   Ardından Halise hakkında hazırlanan iddianamede kızı ve avukatıyla iletişimi suçlama konusu yapılarak 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Hazırlanan iddianame Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, ilk duruşma 6 Ekim 2023 tarihinde görüldü. Halise’nin görülen duruşmasında açık tanık Ümit Akbıyık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Açık tanığın ifadeleri sonrası Halise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Mahkeme Ümit Akbıyık'ın ismini verdiği kişiler hakkında bir dava veya soruşturma olup olmadığı konusunun Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na sorulmasına, varsa mahkemeye gönderilmesi yönünde müzekkere yazılmasına ve Halise'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.    ‘Beni merak etmeyin, direniyorum’   Halise’nin 12 Ocak’ta görülen ikinci duruşmasında da tüm hastalıklarına rağmen tahliye kararı çıkmazken, bu karar salonda bulunanlar tarafından alkış ve zılgıtlarla protesto edildi. Halise salona dönerek, “Beni merak etmeyin ben burada direniyorum” dedi. Mahkeme duruşmayı 19 Nisan’a erteledi.   Halise’nin avukatları davanın sahiplenmesi ve tüm kamuoyunun duyarlı olması yönünde çağrıda bulunuyor.