Kurumlardan ortak açıklama: Çöpler Altın Madeni ve Anagold kapatılsın 2024-02-14 18:00:52   HABER MERKEZİ – Birçok sivil toplum örgütü, siyasi parti ve ekoloji örgütü, Licik'teki altın madeninde meydana gelen facia için yazılı açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklamada, “Çökme sonucu oluşan göçük altında sadece işçiler değil siyasi iktidar da kalmıştır!” denildi.   Türkiye ve Kurdistan genelinde içinde birçok ekoloji örgütü, odalar, sendikalar, barolar, siyasi partilerin bulunduğu 182 kuruluş Erzîngan'ın Licik (İliç) ilçesinde bulunan Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen göçüğe ilişkin yazılı açıklama yaptı.    İktidar vahşi madenciliğin sürdürülmesine göz yumdu!   Licik’deki Anagold Madenciliğe ait Çöpler Kompleks  Madeninin kapatılması için yıllardır siyasi iktidarın uyarıldığının belirtildiği açıklamada, maden çalıştığı sürece felaketlerin yaşanacağının bir.ok kez raporlanmış olduğu ifade edildi. İktidarın, Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holding ile işbirliği yaptığının vurgulandığı açıklamada “Yaşanılan siyanür sızıntılarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadı. Siyasi iktidar  ÇED olumlu kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile SSR Mining ve ortağı  Çalık Grubunun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu! Anagold Türkiye’nin en büyük ikinci altın madeni olan Çöpler  Kompleks Madeninde,  Yukarı Fırat Su Havzası ve birinci derece fay hattı üzerinde bulunmasına rağmen, Avrupa’da yasaklanmış olan siyanür liçi uygulamaktadır. Tonlarca siyanür,  sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende, yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, pasa dağları ile bölgede erken ölümlere ve hastalıklara neden oldu. Madenin etkileri yüzünden zehirlenmeler ve  ölümlerde artış her seferinde örtbas edildi! Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden öğrendiğimize göre şirket, bölgede bulunan  tüm bürokratları  rüşvetle susturdu!” denildi.   ‘Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında’   Madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen “ÇED olumlu”  kararının dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından verildiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “İliç’teki katliama yol açan kararın sorumlusu Murat Kurum ise şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ödüllendirildi. Açtığımız  davalarla engellemeye çalıştığımız ve  savrulan tüm tehditlere rağmen vazgeçmediğimiz  mücadele ne yazık ki  göçük altında kalan canları  kurtarmaya yetmedi. Zehirli kimyasallar içeren milyonlarca ton atığın çökmesi sonucu çalışan işçiler göçük altında kaldı. Kaç canın göçük altında olduğunu, ne kadar alanın zehirlendiğini bilmiyoruz. Siyanür ve toksik kimyasallarla koca bir Fırat havzası ve Fırat’ın ulaştığı tüm uluslararası sular tehdit altında. Eko kırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor. Yaşanılan tartışmasız ekokırım olup doğaya, tüm canlılara ve insanlığa karşı kasıtlı olarak işlenmiş bir suçtur. Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır.  Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir. Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır. Ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı, delillerin karartılmasının önüne geçilmeli, süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir. İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız.”    Açıklamada yaşanılan durumun doğaya, tüm canlılara  ve insanlığa karşı kasıtlı olarak  işlenmiş bir suç olduğunun altı çizilirken talepler şu şekilde sıralandı:      *Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır.    *Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir.    *Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır.    *Ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı,  delillerin karartılmasının önüne geçilmeli,  süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir.     *İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve  bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız.    *Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız.