ESP tutsaklarla dayanışmakta ısrarlı: Tecrit kırılana dek… 2024-01-27 09:02:01     Marta Sömek   İSTANBUL - Tutsaklarla dayanışmak için açlık grevi eylemlerine başlayan ESP’nin eylemlerine ilişkin konuşan Züleyha Müldür, tecrit kırılana dek eylemlerini her yerde sürdüreceklerinin mesajını verdi.   Uluslararası komplo ile 1999 yılında Türkiye getirilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, çeyrek asırdır İmralı Adası’nda ağır tecrit altında tutuluyor. 35 aydan bu yana da hiçbir haber alınamayan Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle her kesimden milyonlarca kişinin kesintisiz bir şekilde yürüttüğü mücadele kapsamında Kurdistan ve Türkiye cezaevlerindeki siyasi tutsaklar da, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi sözüm” talebiyle 27 Kasım 2023 tarihinde süreli dönüşümlü açlık grevi eylemlerine başladığını duyurdu. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Örgütü ile Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu da (SGDF)  tutsaklarla dayanışmak amacıyla Adalet Nöbeti sürdürülen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sancaktepe İlçe Örgütü binasında üç günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdi.    Dört kentte daha sürecek   Kadıköy’de bulunan ESP İstanbul İl Örgütü binasında üç gün boyunca 10.00 ile 18.00 saatleri arasında eylemlerini sürdüren ESP İstanbul İl Örgütü ve SGDF üyeleri, önceki gün açlık grevi eylemlerini Adalet Nöbeti anneleri ile birlikte mücadelenin devam edeceği mesajıyla sonlandırdı. Üç gün sonunda alkışlar eşliğinde son bulan eylem, Adana İl Örgütü’ne devredildi. Ardından ise İzmir, Samsun ve Dersim’de de ESP İl Örgütü olarak Adalet Nöbeti ve açlık grevi eylemleri sürdürülecek.   ESP üyesi Züleyha Müldür, eylemleri ve taleplerine dair ajansımıza konuştu.   Amaçları tutsakların eylemine ses olmak   Amaçlarının, 61’inci gününde süren tutsakların başlattığı açlık grevlerine ses olmak olduğunu söyleyen Züleyha, “Amacımız, onların sesini dışarıda eylemlerimizle yükseltip, topluma, medyaya ve sol sosyalist kurumlara duyurmak, bu gündemi onların gündemine de taşımak. Tutsakların açlık grevi eylemi iki ayı buldu. Onların dışarıdaki sesi, Adalet Nöbeti’ndeki annelerdi. Biz de üç günlük açlık grevi eylemimizi, Adalet Nöbeti’ndeki anneler ile başlatıp görünürlüğünü sağlamak istedik. Tutsaklar ve anneler nezdinde bu eylemleri daha çok gündemleştirip, kamuoyunda duyurmak istedik. Üç gün sürdürdüğümüz açlık grevi eylemimiz kamuoyunda ciddi bir ses doğurdu, görünürlük yarattı” ifadeleriyle eylemlerinin amacı ve etkisini anlattı.   Tecrit kırılana kadar mücadeleye devam!   Taleplerini açlık grevi ile dile getirdiklerini paylaşan Züleyha, “Tutsaklara uygulanan tecrit koşulları, görüş yasakları, yayın organlarının verilmemesi, infaz yakmalar, çıplak arama dayatması ve tecrit koşullarının kaldırılmasını talep ettik. Zaten kamuoyuna yansıttık bu taleplerimizi. Eylemlerimizle daha da sürdüreceğiz, taleplerimizi gündemde tutmaya devam edeceğiz tecrit kırılana kadar. Biz eylememizi Adana İl Örgütü’ne devrettik. Onlar da orada Adalet Nöbeti ile dile getirecek taleplerimizi. Ondan sonra Samsun’da bir açıklama yapılacak. Sonrasında İzmir’e taşınacak. Böyle böyle gündemleştirmek için eylemlerimizi sürdüreceğiz. Peş peşe bütün il örgütlerinde eylemimizi devam ettireceğiz. Tüm kamuoyunu da duyarlı olmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Tecrit Abdullah Öcalan’ın tutsaklık sürecinde başladı’   Cezaevlerindeki tecridin son bulması gerektiğini vurgulayan Züleyha, “Çünkü tutsaklar zaten ideolojik düşüncelerini dile getirdikleri için haksızca tutuklu bulunuyor. Bir de üzerine hem yaşam alanlarını kısıtlıyorlar hem de işkence, tecrit uygulamaları, kısıtlamalar, hak ihlalleri ile devam ettiriliyor. İnsanlık dışı uygulamalara maruz kalıyorlar. Tecrit kırılırsa insanlık adına güzel bir kazanım olur” dedi. Züleyha, “Tecrit, Abdullah Öcalan’ın tutsaklık sürecinde başladı. Önce F Tipi hapishaneleri, üç kişilik hücreleri dayattılar tutsaklara. 2020’den beri de S, Y ve R Tipi gibi tek kişilik hücreler, daha çok kısıtlamalar, herhangi bir yayın organı verilmemesine dair yeni yeni hücreler ve dayatmalar getiriliyor. F Tipi hücrelere daha fazla ses çıkartılsaydı, belki bugün S, Y ve R Tipi hapishaneleri konuşmayacaktık bile. O yüzden ses çıkarıp daha fazla gündeme taşımamız lazım” ifadelerini kullandı.   ‘İçerinin aynası dışarısı olmalı…’   Züleyha, “Tecrit sadece Kürt özgürlük mücadelesi ya da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sorunu değil. Tüm devrimci sol sosyalist tutsakların da sorunu aynı zamanda. Bugün tecrit koşullarının şartları ne kadar zorlanırsa, o kadar çok devrimcilere ve tutsaklara dönük olacak. İçerinin aynası dışarısı olmalı. Eğer dışarısı içeriye ses ve kulak vermezse, içerideki koşullar daha da zorlanacak, ağırlaşacak. O yüzden olabildiğince gündemleştirip kamuoyunun gündemine sokmak lazım” vurgusunu yaptı.   Eylemlerini her yerde sürdürecekler   Eylemlerini sürdüreceklerini belirten Züleyha, “Ozalitlerimizle, pankartlarımızla, söz ve eylemlerimizle sokağa taşımaya devam edeceğiz. Çünkü biz bunu üç günlük açlık grevi eylemi ile sınırlandırmıyoruz. Bu bizim politik mücadelemizi de kapsıyor. Eylemliklerimizi her yerde devam ettireceğiz” mesajını verdi.