KESK Eş Genel Başkanı: Emekçilerin 1 Mayıs mesajı 24 Haziran’a cevap olacak

  • 09:01 27 Nisan 2018
  • Emek/Ekonomi
Habibe Eren
 
ANKARA - 1 Mayıs’ta, “Emekten yana bir Türkiye için birlik ve dayanışmayı büyütelim” şiarıyla Ankara Tandoğan Meydanı’nda olacaklarını belirten KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, iktidarın OHAL’in yetmediği yerde savaş, savaşın yetmediği yerde ise erken seçimi gündeme alarak varlığını garanti altına almaya çalıştığını söyledi. Aysun, emekçilerin cevabını 1 Mayıs alanlarında vereceğini belirtti. 
 
Olağanüstü Hâl (OHAL) ilanından sonra ihraç, baskı, gözaltı, tutuklamaların en fazla yaşandığı alanlardan biri emek olurken, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise hedef alınan sendikaların başında geldi. Binlerce üyesi ihraç edilen onlarcası da tutuklanan KESK, 1 Mayıs hazırlıklarını tamamladı. 1 Mayıs ve erken seçim gündeminin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirten KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, hem 1 Mayıs hem de 24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Şiar: Emekten yana bir Türkiye için mücadeleyi büyütelim 
 
1 Mayıs hazırlıklarına başladıklarında henüz erken seçimin gündemde olmadığını ancak Türkiye’nin baskı OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) gündemiyle yönetildiğini söyleyen Aysun, “Hem emekçilere hem de demokratik siyaset yapan kesimlere yönelik ciddi bir baskı var. Dolayısıyla bizim şiarımız ‘Emekten yana bir Türkiye için 1 Mayıs’ta birlik dayanışma ve mücadeleyi büyütelim’ şeklindeydi. Baskın seçimle birlikte ciddi anlamda demokratik bir ülke için verilebilecek mücadele hepsinin temelini teşkil etmektedir” dedi. 
 
‘AKP, 80’den bugüne gelen bir projenin devamı’
 
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği “OHAL’den grev yapılan yerlere müdahale etmek için de istifa ediyoruz. Bugün fabrikalarda bir tane grev bile görmezsiniz anında eziyoruz” sözleri hatırlatan Aysun,  şöyle dedi: “Bu çok açık bir şekilde emekçilerin haklarını almaları herhangi bir şekilde engellemek üzerine biz OHAL’i seferber ediyoruz demektir aynı zamanda. Bu rejimin destekçisi sermayedarlara da bir mesajdı. Bugün geldiğimiz nokta, OHAL ve KHK rejimi tüm demokratik uygulamaları rafa kaldıran, Anayasayı askıya alan Meclis’i deyim yerindeyse işlevsiz hale getiren uygulamalara karşı bir mücadele mutlaka gerekiyor. Emeğimizden kaynaklanan haklarımızı bu rejime dayanarak gasp ediyorlar. Bugün bir kez daha açığa çıktı. 80’den bugüne gelen bir projenin devamı ve çok daha ağır şartlarda devamı açısından AKP bir özneydi. Bugün de bu haklara saldırıları ayyuka çıkardı.”
 
‘Kamu personel rejimini bütünüyle değiştirecekler’
 
Hükümetin 2019 ile 2023 yılları arasını kapsayan 11’inci Kalkınma Planı “kamuda insan kaynaklı” başlığıyla verilen çalışma raporunda refah devletinin ölümünün ilan edildiğini kaydeden Aysun,  programda tek yönetim ilişkisi olarak kapitalizmin kutsandığını belirtti. Bütün kamuyu ve kamu personel rejimini bu ölçüde değiştireceklerine  işaret eden  Aysun, “Kamu çalışanlarını artık özel hukuk statüsüne göre istihdam edeceklerinin sinyallerini veriyorlar. Şeker fabrikaları ve Varlık Fonu’nu düşündüğümüzde tüm bu özelleştirmelerle birlikte kamunun tasfiyesi ve kamu çalışanlarının hakkının gaspı söz konusu. Bu sadece kamu çalışanları ile de sınırlı değil, kiralık işçilik yarı zamanlı güvencesiz esnek istihdama kadar birçok çalışma şekli neo liberal politikalarla birlikte seferber ediliyor“ diye konuştu. Sermayedarların emekçilerin hakkını gasp ederek büyüdüğünü söyleyen Aysun,  1 Mayıs’ta bu gündemlerle alanda olacaklarını vurguladı.  
 
‘Emekçiler cevabını 1 Mayıs alanlarından verecek’
 
1 Mayıs’a yönelik hazırlıklarının tamamlandığı bilgisini veren Aysun, dile getirdikleri hakları alanlardan haykıracaklarını ifade etti. 1 Mayıs’ın erken seçimle birlikte daha fazla önemli hale geldiğini vurgulayan Aysun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Emekçiler AKP’nin bu politikalarına gereken cevabı 1 Mayıs’ta alanlarda verecektir. Sonra da bu çalışmaları seçime kadar AKP’nin emek alanında yarattığı tahribatları, AKP’nin emek, kadın ve çocuk düşmanı yanını teşhir ederek devam ettirmeyi planlıyoruz. Biz emekçiler olarak hayatımızı bu kadar karartan birçok insanın ölümüne neden olan ve birçok insanın çalışma yaşamını gasp eden OHAL ve KHK süreci ile birlikte 110 bin insanı işsiz bırakan iktidarın hiçbir şekilde geri adım atmayacağını bir projeyi devam ettireceğini biliyoruz. Buna karşı da emek, demokrasi, barış ve laiklikten yana tüm kesimlerle mücadele etmeye kararlıyız."
 
‘OHAL’in yetmediği yerde savaş , savaşın yetmediği yerde baskın seçim’
 
AKP’nin OHAL’in yetmediği yerde savaş politikalarını devreye soktuğunu, savaş politikalarının da yetmediği yerde baskın seçimle kendi varlığını garanti altına almaya çalıştığının altını çizen Aysun, Türkiye’de emekçi ve kadınların bu duruma izin vermeyeceğini belirtti. 
 
‘Öncelikle bu rejimin bertaraf edilmesi gerekiyor’
 
Halkın AKP’ye karşı ciddi bir öfke biriktirdiğini dile getiren Aysun, “Emekçilere haklarının nasıl gasp edildiğini ve hayatlarının cehenneme çevrildiğini, asgari ücretin sınırın altında kaldığı bir dönemde emekçiler, yoksulluğa sefalete itilirken birilerinin sebepsiz yere nasıl zenginleştiğini anlatarak emek düşmanı kesiminin iktidara gelmesini engellemek durumundayız. Ancak bundan sonra Türkiye’nin demokratikleşmesi için adımlar atılabilir. Öncelikle bu rejimin bertaraf edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘AKP kamuyu ciddi anlamda tasfiye etti’
 
Önümüzdeki süreçte teşhir faaliyetlerine devam edeceklerini belirten Aysun,  AKP’nin 16 yıllık iktidarı boyunca kamuyu ciddi anlamda tasfiye ettiğini söyledi. AKP’nin artık kaynak yaratmada sıkıntı çektiğini ifade eden Aysun, “Onun için bütün kamu varlıklarını sermayeye peşkeş çekiyor. Bütün bunları anlatan buna doğa talanı, kadın politikalarını ekleyen tüm bunların birbiriyle ilişkisi olduğunu bilen hatta AKP’nin 16 yıllık Türkiye’de yarattığı tahribatı emekçilere anlatmak durumundayız” diye konuştu. 
 
‘Mücadele hattı belirleyeceğiz’
 
Emekçilerin seçime hile karıştırılsa bile güvenliğin sağlanması için seferber olacağını vurgulayan Aysun,  bu konuda KESK olarak tartıştıklarını ve görüşmelere devam ettiklerini söyledi. Çok kısa bir süre içerisine konfederasyonun seçime yönelik tutumunu kamuoyu ile paylaşacaklarını dile getiren Aysun, “Bir mücadele karalılığını zaten geçtiğimiz hafta baskın seçim kararının açıklanmasının ardından kamuoyu ile paylaşmıştık. Fakat yaptığımız bölge toplantıları sonucunda emekçilerin, kamu çalışanlarının ve üyelerimizin iradesini de yansıtacak şekilde mücadele hattı belirleyeceğiz” dedi.
 
‘Kadınlar kamuda olmaya devam edecek’
 
AKP’nin kadın politikaları ve bu politikalara karşı kadınların verdiği mücadeleye değinen Aysun, kadın düşmanı yasa tasarılarına karşı kadınların Meclis’te ve sokakta sürekli eylemsellik halinde olduğunu ve geri çektirdiğini hatırlattı. Aysun, “Kadınlar kararlı bir şekilde kimliklerine bedenlerine ve emeklerine sahip çıkmaya devam edecekler. Bizler kamusal alandan çekilmeyi hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz. Ekonomik bağımsızlığımızı kazanmaya ve kamu alanında olmaya devam edeceğiz”  diye konuştu.
 
‘AKP yıkılacaksa kadınların mücadelesiyle yıkılacak’
 
KESK olarak önümüzdeki günlerde kreş kampanyası başlatacaklarını duyuran Aysun, devamında şunları kaydetti: “Bununla birlikte çocuk istismarına yönelik bir kampanyamız olacak. Israrla altını çizdiğimiz şeylerden bir tanesi çocuk bakımının yaşlı bakımının aslında bir ebeveyn sorumluluğu olduğu. Yani sadece kadınlara özgür bir sorun olmadığını bu hizmetin bizzat kamusal alanda verilmesi yönündeydi. Verdiğimiz mücadelenin bir ucu mutlaka kamusallığın yeniden yayılmasına yönelik olacak. Bu bakımın kadınlarla anılması ve kadınların bu bakımlar üzerinden teşvik edilerek sosyal yardımlarla eve kapatılması AKP’nin cinsiyetçi politikaları ile de yakından alakalıdır. Kamusal hizmeti savunmak kadınların yeniden kamusal alana çıkması için ve kendi ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları oldukça önemli. Tabi bunların hepsi seçimle yakından alakalı. Kamusalı üretmeyeni biz seçmeyiz. Emeğin haklarını veren kamuculuğu ilke edinmiş laiklik ve barıştan yana vaatlerle gelen siyasal partileri emekçiler tercih edecektir. Kadınların mücadelesi burada çok belirleyici. Çünkü AKP kendi politikalarını kadınların üzerinden şekillendirerek kadınları sadece anne ve eş olarak görüyor. AKP yıkılacaksa kadınların mücadelesi ile yıkılacak.”
 
‘Herkesi 1 Mayıs alanlarına memleketine sahip çıkmaya çağırıyoruz’
 
Kadınların 8 Mart’ta her türlü yasağa karşı sokaklarda olduğunu ve hiçbir şekilde antidemokratik uygulamaları kabul etmediğini dile getiren Aysun, kadınların emeklerine ve yaşamlarına sahip çıkacaklarını vurguladı. 1 Mayıs alanlarının da bu anlamda çok ciddi bir fırsat olduğunu vurgulayan Aysun, “Kadınlar bütün coşkusu ve kahkahalarıyla en renkli halleriyle alanlarda olacaktır” dedi. Aysun, tüm kesimleri ve emekçileri 1 Mayıs’ta alanlara davet ederek, “Emeğimizin haklarını alabildiğimiz, laik bir düzenin kurulduğu bir ülke istiyoruz. Onun için herkesi memleketine sahip çıkmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.