'Kapitalizm ve ataerki uzlaşarak kadını daha fazla sömürür'

  • 09:05 27 Şubat 2018
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Kadın emeğinin çifte sömürüsüne dair kapitalizm ve ataerki ilişkisini değerlendiren Mor Dayanışma üyesi Pelin Kahiloğulları karşılıksız ev içi emek, kadının ucuz işgücü olarak kullanılması ve tüm bunların nasıl görünmez hale getirildiğini anlatarak, "Hem kadının doğurganlık özelliği hem kadının doğduğu andan itibaren belli işleri yerine getirme göreviyle yetiştirilmesinden dolayı kadınlar iki kat sömürüye maruz kalırlar" dedi. 
 
Ev işleri kadının asli görevi midir? Yemek yapmak, çocuk bakımı, ütü, bulaşık yıkamak kadının doğuştan gelen özellikleri midir? Pek çoğumuzun kafasında  bu sorular anında "Hayır tabii ki" cevabıyla karşılığını alsa da ataerkinin yıllar yılı sürdürdüğü kadın düşmanı söylemleri toplumun genelinde başkaca cevapları verdiriyor. Peki ataerki buna neden ihtiyaç duyar, bunu nasıl yapar, kapitalizm bu işin neresinde yer alır.  Mor Dayanışma üyesi Pelin Kahiloğulları ile kadın emeğinin sömürüsünde kapitalizm ve ataerki ilişkisini konuştuk. 
 
'Kapitalizm ataerkiyle uzlaşır'
 
Pelin içerisinde yaşadığımız sistemi 'Patriyarkal Kapitalizm' diye tarif ederek "Kadın emeğini sömürmek ve kadını baskı altına almak üzerinden ortaklaşmış iki farklı sistem aslında. Patriyarkal sistem aslında kapitalizmin binlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen ataerkiyi tasfiye etmek yerine ataerkiyle uzlaşır. Uzlaşmasının sebebi şu;  kapitalizm açısından kadın emeği hayati bir önem taşır çünkü kapitalizm kadın emeğini çok yönlü kullanır; yani karşılıksız ev içi emek ve ucuz iş gücü" diye ekledi.
 
Ataerkinin, ev işlerini, yemeği, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımını kadınların doğal yükümlülükleriymiş ve kadınların doğuştan bu yükümlülükler ve özelliklerle hayata gelmişler gibi bir algı yarattığını vurgulayan Pelin, "Bu yüzden karşılıksız ev içi emek aslında bir görünmezliğe ulaşır. Hem kadının doğurganlık özelliği hem kadının doğduğu andan itibaren belli işleri yerine getirme göreviyle yetiştirilmesinden dolayı kadınlar iki kat sömürüye maruz kalırlar" ifadelerine yer verdi.
 
'Kapitalizmle ataerkinin uzlaşısının en net olduğu yer; karşılıksız ev içi emek'
 
Kadının sömürülmesinde ataerki ve kapitalizm uzlaşısına dair örnek veren Pelin şöyle devam etti: "İşçinin ertesi güne hazır olması gerekir, yani işçinin karnının doyması gerekir, kıyafetlerinin yıkanması gerekir ve memnun edilmesi gerekir ki ertesi gün iş yerinde daha verimli olsun. Bu anlamda kapitalizmle ataerkinin uzlaşısının en açık ve net kendini ortaya koyduğu alan ev içi emektir. Bu karşılıksız ev içi emekte kadın hem doğurganlık özelliğiyle neslin üretimini devam ettirirken, hem de yeniden üretim sürecini inşa eder. Bu yüzden kapitalizm artık aşçıya, çamaşırcıya ya da temizlikçiye ücret ödemek zorunda kalmaz, çünkü bütün bunları doğal yükümlülükleriymiş gibi yerine getiren kadınlar vardır."
 
'Kapitalizm ve ataerki uzlaşarak kadını tahakküm altına alır'
 
"Diğer taraftan ise kapitalizm kadını ucuz iş gücü olarak kullanır çünkü kadının asli görevi ev içindedir ve kamusal alan erkeğe aittir" diyen Pelin, kadının iş yaşamında yer almak istemesi durumunda ikinci emek ve ucuz iş gücü olarak yer alabileceğine vurgu yaptı. Kapitalizm ve ataerkinin kadını böylelikle tahakküm altına alarak ezdiğini söyleyen Pelin, karşılıksız ev içi emeğin kapitalizm için büyük bir artı değer yarattığını ve ataerkinin kadını ev içine hapsetmesi ile kapitalizmle ortaklaştığını söyledi. 
 
'Kadını sömürebilmek için yasalar çıkarıldı' 
 
Kapitalizmin iş, aile ve kadın üçlemesi ile artı değer biriktirmesine ilişkin konuşmasını sürdüren Pelin, kadının iş yaşamında var olmasına dair son yıllarda çıkarılan yasalara işaret etti. Bir yandan kadını ev içinde tutmak ve buradan her hangi bir ücret ödemeden artı değer üreten kapitalizmin aynı zamanda kadını ucuza çalıştırmak, kriz dönemlerini yine kadınlar üzerinden atlatmak üzere kadının istihdamını sağlamaya çalıştığını söyledi. Pelin kapitalist sistemin ev içi emeğini sömürmek istediği kadını bu alandan da uzaklaştırmak istemeyerek kadını hem ev içinde hem de iş yaşamında sömürebilmek için son yıllarda çıkarılan yasalara işaret etti.  
 
Sömürü nasıl görünmez kılınıyor?
 
Pelin kapitalizmin çifte sömürüsünü nasıl görünmez kıldığına dair de şunları ekledi: "Kadınları parça başı, yarı zamanlı, çağrı zamanlı işlerde çalıştıran kapitalizm bunu 'böylelikle hem evinizdeki işiniz yarım kalmayacak, hem çocuğunuzla ilgilenebileceksiniz hem de eve katkı sunabileceksiniz' diyerek sömürüyü görünmez kılmaya çalışıyor. Ancak bu durum kadınların daha fazla sömürülmesi, daha çok yük taşıması anlamına geliyor." 
 
Ev içi emeğin ücret talebi nasıl olmalı? 
 
"Ev içi emeğin görünür ve karşılığının olması için nasıl tartışmak gerekir" sorusuna cevap arayan Pelin bu noktada ataerkinin rolüne dikkat çekti.  Ataerkinin karşılıksız ev içi emeğin "kadının doğuştan gelen görevleri" şeklinde addetmesine karşı çıkarak ücret talebinde bulunmak gerektiğinin altını çizen Pelin, "Diğer yandan bakım emeği diye bir şey var. Bebek, çocuk, yaşlı, hasta bakımı. Kadınlar bakım işini yaparken sadece fiziksel olarak emek vermiyorlar, burada duygusal emek de var. Bu duygusal emeğin karşılığının nasıl alınacağı, nasıl kayda geçeceği de önemli" diye konuştu. 
 
'Karşılıksız ev içi emek ile ucuz iş gücü bağlantısı önemli'
 
İçerisinden geçilen süreçte kadınların emeğinin giderek esnekleştiğini belirten Pelin iş yaşamında kadınların, mobing, taciz, yoğun iş saatleri gibi pek çok sorunla karşı karşıya olduklarını söyledi. Pelin son olarak "Bizim bugün ihtiyacımız olan şey karşılıksız ev içi emek ile ucuz iş gücü arasındaki bağlantıyı kurabilmek. Bu iki alandaki bağlantıyı kurabildiğimiz taktirde patriyarkal kapitalizme karşı mücadele edebilecek ve bu şekli ile kadınları özgürleştirebileceğiz" dedi.