Emeği veren de kadınlar, emeği görünmeyen de kadınlar

  • 09:04 27 Haziran 2023
  • Emek/Ekonomi
Nazlıcan Yıldız 
 
İZMİR - Tarım işçisi kadınlar, ekonomik kriz derinleşse de aldıkları yevmiyenin değişmediğini ve kadınların emeğinin görülmediğini söyledi. Kadınlar, “Emek veren biziz, kazanan patronlar” dedi.
 
Ekonomik kriz gün geçtikçe emekçilerin harcadıkları ve kazandıkları arasındaki uçurumu açıyor. İşçiler kazandıkları parayla harcama yapamazken tüm zamanlarını ve enerjilerini işe harcıyor. Özellikle kadınlar hem işte hem evde çalışıyor fakat emeği görünmüyor. Geçmişten bu yana Kürdistan halkı geçim sıkıntısı sebebiyle Türkiye metropollerine gelip çalışmak zorunda kalıyor. Bunun yanı sıra mevsimlik işçi olarak Türkiye metropollerine gelen Kürtler, Kürdistan’da işsizlik sebebiyle topraklarından ayrı kalıyor. İzmir’in Menemen ilçesinde tarım işçisi kadınlar, sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Kadınların aldığı yevmiye ücreti ise 165 lira. Bu paranın verdikleri emeğin karşılığı olmadığını belirten kadınlar, parayı sermayedarların kazandığını ifade ediyor.
 
‘Kürt halkına imkân sağlanmıyor’
 
Dayıbaşı (işçi bulan ve işçi denetleyen kişi)  Hayriye Tufan sabah saat 05.00’te uyanıp tarlaya geldiklerini, yevmiyelerinin de az olmasına rağmen çalışmaya mecbur olduklarını ifade etti. Hayriye, “Çalışmazsak olmaz geçinebilmek çok zor. Burada çalıştıktan sonra eve gidip çalışıyoruz. Kürt zenginleri Türkiye’deki metropollere geliyor, Kürdistan’da iş yapılmıyor.  Kürt halkına imkân sağlanmıyor. Bu yüzden Kürtler Türkiye metropollerine gelip çalışmaya mecbur kalıyor. Zorlanıyorlar, çadırlarda kalıyorlar ve hak ettikleri para da verilmiyor. Eğer Kürdistan’da o imkân olsaydı insanlarımız buralara gelmek zorunda kalmazdı” dedi. 
 
‘Kadınlar mücadele ederse hiçbir güç onları tutamaz’
 
İşleri her ne kadar zor olsa da toprakla ilgilenmeyi sevdiğini kaydeden Hayriye, toprağın kadınla bütünleştiğini ifade etti. Hayriye Kürt kadınların birçok zorlukla baş etmek zorunda kaldığını vurgulayarak, “Kürt kadınlar bir araya gelip örgütlenirse her şeyi yapabilir. Bu köleliği yıkabiliriz. Kadınların hakkı verilmiyor, emekleri görülmüyor ama bu kadınların susup bıçak altına yatması gerektiği anlamına gelmiyor. Eğer kadınlar mücadele ederse hiçbir güç onları tutamaz. Kürt kadınlar hem sistem tarafından hem de aile tarafından baskıya uğruyor. Ama Kürt kadınlar örgütleniyor, özgürleşiyor. Biz istiyoruz tüm kadınlar başkaldırsın, bir araya gelsin ve haklarını alsın. Ne zamana kadar Kürt kadınlar köleleştirilmeye devam edecek? Kurumlarımız var, örgütleneceğimiz partimiz var. Örgütlenmek için imkânlarımız var. Eğer susarsak ve bıçak altına yatarsak olmaz. Kürt kadınlar kimsenin kurbanı değil” sözlerini kullandı. 
 
‘İnsanlar rant meselesi haline gelmiş’
 
Seçime ve sonraki sürece de değinen Hayriye sözlerine şunları ekledi: ”Seçimde de çok eksiğimiz vardı. Yine kadınlar sokaklardaydı, çalıştılar ama yeterli değildi. Hepimizi eksikliği var bu konuda. 20 yıldır Erdoğan iktidarda, insanları rant meselesi haline getirmiş, para yiyor, insanların hakkını yiyor. Asgari ücreti 11 bin yaptı ama sadece kira parası 10 bin lira. Bazı Kürtler de ona oy veriyor. Biz biliyoruz ki bu adam ayrımcılık yapıyor, Kürtlerin yok olmasını istiyor.”
 
‘Emeğimiz görünmüyor’
 
Tarlada çalışan kadınlardan Türkan Tan ise, aldıkları ücretin az olduğuna dikkat çekti. Türkan, “Bu zalimliktir, akşama kadar çapa yapıyoruz bu biraz da bize hakarettir. Kadınlar emekçidir. Biz hem tarlada hem evde çalışmak zorunda kalıyoruz. Emeğimiz görünmüyor, çocuklar, evin işi, yemek hepsi kadınların omuzlarında. Kimse kadınların hakkını sormuyor. Çalışmasak da olmuyor, kiralar çok fazla, insanlar nasıl geçinsin? Kürtler buraya gelip kirada kalıyor. Seçimden sonra da hiçbir şey değişmedi, Erdoğan yine kazandı. Sözde asgari ücreti de artırdı ama her şeye yine zam gelecek” ifadelerini kullandı. 
 
‘Geçinemediğimiz için çalışmak zorundayız’
 
Öğrenci Şerife Yıldız ise ailesinin geçinebilmesi için çalışmak zorunda olduğunu belirtti. Şerife, “Üniversiteye hazırlanıyorum ama geçinemediğimiz için tarlaya gelmek zorundayım. Yazın çalışmak zorundayım. Hazırlık kitapları da çok pahalı ve sınavlar da çok zor. Ailemizde tek öğrenci ben değilim, abim de üniversite okuyor o yüzden çalışmak zorundayım. Ama bize verilen para da çok az, asgari ücretin altında maaş alıyoruz.  Asgari ücret de yetmiyor zaten. Durumu iyi olanlar ya dershaneye gidiyor ya da evde çalışıyor. Benim gibi birkaç öğrenci var burada, ailemiz geçinemediği için çalışmak zorundayız” dedi. 
 
‘Yeniden topraklarımıza dönmek istiyoruz’
 
20 yıl önce Batman’dan İzmir’e çalışmak için geldiklerini söyleyen Gülten Biçen, “Çalışmak için, ekmek parası kazanmak için buraya geldik. Batman’da iş yoktu, idare edemiyorduk. Yeniden oralara dönmek istiyoruz ama gitsek de iş yok, gelirimiz yok orada. Böyle de durumumuz iyi değil zaten. Pazara beş yüz lira götürüyorsun meyve ve sebze o kadar ediyor. Markete gidiyorsun bir kilo peynir iki yüz lira olmuş. Çalışıyoruz ama bir kere markete girince paramız bitiyor” diye kaydetti. 
 
‘Emeğimizin hakkını patronlar alıyor’
 
10 yıldır tarlada çalıştığını paylaşan Gülten, “Ne sigortamız var ne güvencemiz ne de emekli olma gibi bir durumumuz var. Emeğimizin hakkını biz değil patronlar alıyor. İşçiler de haklarını almak için uğraşmıyor. Bu durum patronların hoşuna gidiyor ama işçilerin ‘yevmiye yükselmezse işe gelmeyiz’ demeleri lazım” sözlerini kullandı. 
 
‘Kürtler iş bulmak için memleketlerini bırakıyor’
 
Tarlada çalışan bir başka öğrenci Sinem Biçen ise geçim derdi nedeniyle çalışmak zorunda olduğunu ifade etti. Sinem şu şekilde konuştu: “Yaklaşık bir aydır geliyoruz çünkü geçim sıkıntımız var. Okuyorum, bu yüzden buraya gelmem gerekiyor. Dört kardeşiz, babamın bizi geçindirmesi zor oluyor. Babam hem kendi mesleğini yapıyor hem de başka bir işte çalışıyor. Buna rağmen evi geçindiremiyoruz. Ailem 30 yıldır İzmir’de biz Siirtliyiz. Ailem geçim sıkıntısı sebebiyle buraya gelmiş. Kürtler hep iş bulmak için memleketlerini bırakıp geliyorlar.”