‘Bütçe savaşa ve ranta değil, emekçiye ayrılmalı’

  • 09:04 23 Aralık 2021
  • Emek/Ekonomi
Derya Ren - Sema Çağlak
 
DİYARBAKIR - Halkın her geçen gün yoksullaştığını belirten emekçiler, hükümetin bütçeyi savaşa ve ranta değil; halka ve emekçiye ayırması gerektiğini ifade ederek, hükümetin halkın sesine kulak vererek, istifa etmesi gerektiğini belirtti.
 
Türkiye’de ekonomik kriz gün geçtikçe daha fazla hissedilir oldu. Döviz kurunda her gün değişiklik yaşanırken, 20 Aralık günü 18’i bulan Dolar, akşam saatlerinde ani bir düşüşe geçti. Bu düşüşün nedeni ekonomistler tarafından faizlerin “yükseltilmemiş” gösterilip ama aslında “yükselmesi” olarak yorumlandı.
 
Öte yandan geçtiğimiz günlerde yapılan bütçe görüşmelerinin sonucunda asgari ücret 4 bin 253 olarak belirlendi. Gıda, giyinme, barınma, teknoloji, akaryakıt gibi birçok alanda dudak uçuklatan zamlar yapılırken, bu zamlara karşı asgari ücrete gelen zam ise halkı da, emekçileri de rahatlatmadı.
 
‘Türkiye’nin geleceği kötü’
 
İktidar tarafından halkın açlık ile terbiye edilmek istendiğini belirten mikrofon uzattığımız emekçilerden Leyla, ülkede insan yaşamına değer verilmediğini söyledi. Hükümet tarafından açıklanan asgari ücretin hiç bir şeye yetmeyeceğini kaydeden Leyla, “Belirlenen asgari ücreti bir avantaj olarak görmüyoruz. Ben Türkiye’nin geleceğini çok kötü görüyorum. Birçok insan kötü şartlarda yaşıyor. Ancak buna yönelik herhangi bir adım atılmıyor. Kimsenin hükümete güveni kalmamış” dedi.
 
‘Bütçe savaşa değil, emekçiye ayrılmalı’
 
Öğretmen Suna Akçı, ülkenin bütçesinin emekçiye ayrılmadığını kaydederek, “Bir ülkede eğer kadına yönelik şiddet varsa, her geçen gün yoksullaşıyorsak, bu durumda ülkenin gidişatının iyi olmadığının bir göstergesidir. Biz emekçilerde bu durum karşısında korkmadığımızı ve itaat etmediğimizi belirtiyoruz. Emekçilere ve halka bütçenin ayrılması gerektiğini söylüyoruz. Ancak hükümetin yaptığı karın tokluğuna insanları çalıştırmak. Bütçenin savaşa, ranta değil; halka emekçiye ayrılması gerekiyor. Halkında yaşananlar karşısında seslerini yükseltmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Halk durumu protesto ediyor’
 
Hükümetin açıkladığı asgari ücretin açlık sınırının altında bir sayı olduğunu ifade eden Ekolojist Derya Akyol, döviz rakamlarının her geçen gün rekor seviyelerde ilerlediğine işaret etti. Derya, zamlar nedeniyle insanların her gün eli boş eve dönmek zorunda kaldığını belirterek, “Zamlardan kaynaklı satıcılar günde 3 defa etiket değiştirmek zorunda kalıyor. Toplumun hepsi yoksul ve geçimini sağlayamıyor. Bundan kaynaklı da halk sokaklara inerek hükümetin bu tedbirsiz yaklaşımlarını protesto etti.”
 
‘Hükümet istifa etmelidir’
 
Derya hükümete çağrıda bulunarak, “Halk en temel ihtiyaçlarını alamaz duruma gelmiş. Bu duruma hükümetin derhal müdahale etmesi gerekiyor. Artık hükümet yetkililerinin hiçbiri bu durumu düzeltemez. Her geçen gün durumu daha da kötüleştiriyorlar. Devlet savaş ve ekoloji kırım politikalarından derhal vazgeçmelidir. Onların şuan elinden gelen tek şey istifa etmeleridir” diye konuştu.
 
‘Halkın hükümete güveni kalmadı’
 
Öğretmen Zehra Özdemir ise asgari ücretin 4 bin 250 TL olmasını eleştirerek, “Halkın hükümete güveni kalmadı. Daha ne söylememiz gerekiyor, onu da bilmiyoruz. Herkes durumun farkında ancak kendimizi kandırıyoruz. Biz de biliyoruz ki bu durum böyle devam edemez. Herkesin ayağa kalkması gerekiyor” diye kaydetti.