Ankara'da tencere-tavalı 'Geçinemiyoruz' eylemi

  • 15:52 5 Aralık 2021
  • Emek/Ekonomi
 
ANKARA - Artan yoksulluğa dikkat çekmek için eylem yapan Halkevleri, yurttaşların ödeyemediği faturaları boş bir tencereye attı. Eylemde konuşan Buse Üçer, “Bu kazanda kaynayan faturalar halkın kaynayan öfkesidir, bu ülkede suyu ısınan bir iktidar vardır ve bu ateşi yakacak, harlayacak olan açlık sınırının altında nefes almaya çalışan milyonlardır” dedi.
 
Halkevleri, hayat pahalılığına, zamlara ve yoksulluğa karşı Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Ulus semtindeki Ulus Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, “Geçinemiyoruz vergiden muaf insanca yaşanacak asgari ücret” yazılı pankart ile “Asgari ücret vergiden muaf tutulsun”, “Emekli maaşı asgari ücret düzeyine yükselsin” yazılı dövizler taşındı.
 
Tencere tava
 
Sıklıkla “Hükümet istifa”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “AKP mezara halk iktidara”, “Üreten biziz yöneten de biz olacağız”, “Tek yol sokak tek yol devrim”, “İnsanca yaşamak istiyoruz” sloganları atan kitle ellerinde tuttukları tencere-tavalarla ses çıkararak yoksulluğa dikkat çekti.  
 
‘Bir avuç zengin için köleleştirilmek isteniyoruz’
 
Açıklama metnini okuyan Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Eberliköse, ülkede artan açlığa ve yoksulluğa vurgu yaparak, milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğini kaydetti. Şatafatla yaşayan bir avuç zengin için köleleştirilmek istendiklerinin altını çizen Mustafa, “Gün ışımadan işe giden gün kararmadan işten dönmeyenleriz. Pazarda, markette filelerini dolduramayan bizleriz. Bu soğuk kış günlerinde evlerinde kombi, odun, kömür yakmaktan korkan, battaniye altında oturanlar da bizleriz. Kiracıyız, yükselen kiralar karşısında başımızı sokacak bir dam için ucuz kira peşinden koşan, şehrin dışına taşınmak zorunda kalanlar bizleriz. Bizler tencerede suyu kaynatınca içine atacak bir patates bir havuç bulamayan ama yine de bir paket makarna için dilenmeyenleriz. Bizler asgari ücrete dahi ulaşamayan göçmenleri, mültecileriz. Yoksulluğa mahkum edilen çocuklarız bizler. 13 yaşında çalışırken hayatını kaybeden Ula Kerem'iz bizler” ifadelerini kullandı.  
 
‘Asgari ücret geçim ücreti olsun’
 
Vergiden muaf, insanca yaşayabilecekleri bir asgari ücret talebi için bir arada olduklarının altını çizen Mustafa, “Açlık sınırının altında değil, TÜİK'in yalan verilerine göre değil, patronlara köle olarak değil, insan onuruna uygun bir biçimde bir asgari ücret talep ediyoruz. Asgari ücret geçim ücreti olsun! En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyine yükseltilsin. Kiralar denetlensin, kiracılar desteklensin. Faturalar ve gıdalarda KDV sıfırlansın. Her konuta parasız 18 M3 su, 140 M3 doğalgaz, 230 Kwh elektrik verilsin. Ödenmeyen faturalar nedeniyle elektrik, su, doğalgaz kesilmesin. Diyanete, savaşa değil halkın insanca yaşamasına bütçe. Çalışma haktır, herkese güvenceli iş koşulları sağlansın. Evet bizler bugün geçinemeyenler olarak buradayız. Özgürlük, eşitlik, adalet isteyen milyonlarız. Buradan tüm geçinemeyenlere çağrımız olsun! Bir araya gelelim. Umudunu kaybedene umut, ekmeğini kaybedene ekmek, geleceğini kaybedene gelecek olmak için el ele verelim” dedi.
 
‘Üzerimdeki mont 4 kuşaktan kalma’
 
Ardından söz alan emekçi Kadriye Çağlar Yılmaz da, Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde işçi olduğunu vurgulayarak, kadın emekçilere askeri ücret dahi verilmediğinin altını çizdi. Kadınların ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığını kaydeden Kadriye, “Her gün bir kadın işçi olarak sabah dükkanda bulduğum odunları yakıyorum. Telefonumuzu sorup duruyorlar. (Telefonunu çıkarıp gösteriyor) Peki ödenmeyen faturalarımızı kim soruyor? Üzerinde mont var diyecekler. Üzerimdeki mont 4 kuşaktan kalma. Geçinemiyoruz, alışveriş yapamıyoruz. Toklar açın halinden anlamazlar. Birçoğumuz buradayız ama gelemeyen birçoğu da var” şeklinde konuştu.
 
Kadın yoksulluğuna dikkat çekildi
 
Söz alan Buse Üçer ise, örgütlenmenin herkes için tek çare olduğunu vurgulayarak, kadınlar üzerindeki yoksulluğa dikkat çekti. Yoksulluğun en büyük yükünün kadınların omzunda olduğunun altını çizen Buse, kadınlar olarak en güvencesiz işlerde çalıştıklarını söyledi. Kadın katliamlarına dikkat çeken Buse, faillerin ödüllendirildiğine işaret etti.
 
‘Tencerelerimizde artık kaynatacağımız tek şey faturalarımız’
 
AKP ve MHP iktidarının halkın gözünün içine baka baka yalan söylediğini belirten Buse, yalanları “yalan, kuyruklu yalan ve TÜİK verileri olarak 3’e ayrıldığını ifade etti. Buse, “Boş kalan tencerelerimizde artık kaynatacağımız tek şey faturalarımız. Elimizdeki faturaları kazanımıza atalım. Bu kazanda kaynayan faturalar halkın kaynayan öfkesidir, bu ülkede suyu ısınan bir iktidar vardır ve bu ateşi yakacak, harlayacak olan açlık sınırının altında nefes almaya çalışan milyonlardır. Yoksulluktan, yolsuzluktan, kadın cinayetlerinden, çocuk istismarı haberlerinden, iş cinayetlerinden, intiharlardan, kayıplardan yorulduk, bıktık, usandık!” dedi.
 
Ödenmeyen faturalar tencereye boşaltıldı
 
Ardından kitle yanında getirdiği ve ödeyemediği faturalarını boş bir tencereye boşalttı.  
 
‘Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir halk var’
 
Konuşmasını sürdüren Buse, hayat pahalılığı ve zamlarla yaşamalarının beklendiğin ifade etti. Yoksulluk karşısında susmalarının istendiğini belirten Buse, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Oysa bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Güvencesiz, geleceksiz emeğimizin karşılığını alamadığımız işlere razı edilir olduk. Sadece sermayenin çarkını döndürmeye hizmet eden sermayenin iktidarına karşı ses çıkarmaya geldik. Pahalılıktan; pazarlarda, marketlerde poşetlerini dolduramayanlar bugün burada. Her gün zararla kepenk kapatan, tezgah toplayan esnaflar, artan benzin fiyatları yüzünden batan biten şoförler, emekli olduğu halde türlü işlerde çalışarak yaşamaya çalışan emekliler, ucuz, esnek, güvencesiz, insanlık onuruna sığmayan şartlarda çalıştırılan; mülteciler, göçmenler, yoksulluğun en yakıcı yüzünü gören ev içi bakım emeği sömürülen şiddetin her biçimine karşı direnen kadınlar burada. Artık korksunlar, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir halk var. Alanları sokakları boş bırakmayacağız. Dünyayı yerinden oynatmaya geliyoruz.”
 
Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.