Emekçilerin bütçe tepkisi: Cinsiyet eşitliğine duyarlı olmalı

  • 09:03 16 Kasım 2021
  • Emek/Ekonomi
 
Öznur Değer
 
ANKARA - Bütçe görüşmelerinde kadınların taleplerinin karşılanmadığını ifade eden KESK’li kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçenin oluşturulması gerektiğini belirterek, kadın yoksulluğunun ve işsizliğinin bitirilmesi kadına yönelik şiddetin son bulması için gerekli kaynakların artırılması gerektiğine dikkat çekti. 
 
Ekonomik krizin, yoksulluğun derinleştiği ve doların 10 TL’yi bulduğu tabloda yurttaşların ezici çoğunluğu açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılıyor. Eşit koşullarda, eşit ücret alamayan kadınlar yaşamın birçok alanında olduğu gibi ekonomi alanında da mücadelesini sürdürürken, pandemiyle derinleşen işsizlik politikalarından da en çok etkilenen kesimi oluşturuyor. Meclis’te görüşülmeye devam eden 2022 Bütçe görüşmelerine dair itirazlarını yükselten kadınların talebi toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesi. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, bütçeye dair tepkilerini dile getirdi. 
 
‘Açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildik’
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Didim Temsilcisi Belkıs Kahraman, eğitim emekçisi olarak bütçeye karşı alanlarda olduğunu vurgulayarak, “Bütçenin görüşüldüğü bu günlerde devletin eğitime ayırdığı bütçe ortadayken ne yazık ki alanda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz” dedi. Pandemi sürecinde yüz yüze eğitimin sürdürülebilir olması için hijyen koşullarının sağlanması gerektiğine işaret eden Belkıs, eğitimin de nitelikli ve parasız olması gerektiğine dikkat çekti. Paylarına ayrılan bütçenin oldukça düşük olduğunu vurgulayan Belkıs, “Özellikle devlet okullarında çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Öğretmenlerin maaşları da ekonomi karşısında eridikçe son sözleşmeden payımıza düşen yüzde 5’lik paydan sonra artık açlık sınırının da altında yaşamaya mâhkum edildik” şeklinde konuştu.
 
‘Emeğimizin karşılığını alamıyoruz’
 
Bütçeden paylarına düşen kısmı talep ettiklerini belirten Belkıs, eğitim alanına ayrılan bütçenin iyileştirilmesi gerektiğini söyledi. Kadın emekçiler olarak pandemi sürecinde evlere mahkum edildiklerinin altını çizen Belkıs,  “Ev işleri, yaşlı bakımı gibi durumlar derken üzerimizdeki yük daha da arttı. Her zaman her alanda ‘eşit işe eşit ücret’ talebimizi yineliyoruz. Ama ne yazık ki emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Kadın emeğinin daha görünür olması için devlete düşen birçok yükümlülük var. Çalışma alanlarındaki kreş taleplerimizden tutun da memurlarımıza ödenen çocuk hakkı ücretine kadar birçok konuda dönüp dolaşıp ekonomiyle ilgili sıkıntılara değiniyoruz. Bu ülkede kadın olmanın, emekçi olmanın sıkıntılarını hep beraber yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Sesimizi yükseltmeliyiz başka çıkış yolu yok’
 
Eğitim Sen Ankara 3 Nolu Şube üyesi Songül Teşkek, hayata geçirilen politikalarla kadınların yoksullaştırıldığına dikkat çekti. Meclis’te yapılan bütçe görüşmelerinde kadınların adının dahi anılmadığını kaydeden Songül, “Genel bütçe adı altında bakanlığı bile olmayan kadınların bütçede yerinin olmasını da beklemiyoruz. Çocuk bakım olanaklarının bütçede hiç olmadığını görüyoruz. Bebekler ve çocuklar için süt, mama gibi taleplerimiz var ancak bunların karşılanmadığını görüyoruz. Biz bunun takipçisi olacağız. Yoksullaşıyor, yoksunlaşıyoruz, sokağa çıkamıyoruz. İnsanlar ‘evlerimizdeki kaloriferleri yaksak cüzdanlarımız yanar’ diye feryat ediyor. Hep beraber bunun için sesimizi yükseltmemiz gerekiyor, buradan çıkışın başka bir yolu yok” diye belirtti.
 
‘Bütçenin kaynakları bizlerin vergileriyle oluşuyor’
 
Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi Serpil Akpınar ise, bütçe görüşmelerinde yıllardır emekçiler olarak taleplerini yinelediklerini anımsattı. Saraya, aristokrasiye karşı bütçe hakkının halkın mücadelesiyle kazanıldığını vurgulayan Serpil, emekçiler, kadınlar, gençler olarak her bütçe görüşmelerinde taleplerini dile getirdiklerini söyledi. Serpil, “Türkiye’deki bütçenin kaynakları bizlerin vergileriyle oluşuyor. Bizden toplanan paraların bizim için harcanmasını,  sağlık, barınma ve ulaşım hakkına kaynak aktarılmasını talep ediyoruz. Biz kadın emekçiler olarak her şeyden önce kadın yoksulluğunun, işsizliğinin bitirilmesi kadına yönelik şiddetin son bulması için gerekli kaynakların artırılmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçenin oluşturulmasının istiyoruz” dedi.
 
‘Emek sömürüsünün bitmesi için mücadele ediyoruz’
 
Kadınların, taleplerinin karşılanabilmesi için Kadın Bakanlığı kurulması yönünde taleplerini yineleyen Serpil, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekti. “Bir gece yarısı saraydakinin imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı feshini kabul etmiyoruz” diyen Serpil, “ Bütçe döneminde kadına yönelik şiddetin bitirilmesi, Kadın Bakanlığının kurulması için, kadınların kullandığı hijyen malzemeleri noktasında gerekli vergi indirimin sağlanması için mücadele ediyoruz. Emeğimizin karşılığını almak ve dünyadaki emek sömürüsünün bitmesi için mücadele ediyoruz” diye ekledi.