Diyarbakırlı kadınların ekonomik krize çözümü: Hükümet değişmeli

  • 09:03 21 Eylül 2021
  • Emek/Ekonomi
 
Rozerin Gültekin-Şirin Çınar
 
DİYARBAKIR - Derinleşen ekonomik krize ilişkin konuşan kadınlar,  “Türkiye ekonomisi batmış durumda” diyor. Kadınlar, ekonominin düzelmesinin tek çözümünü hükümetin değişmesinde görüyor.
 
Türkiye’de ekonomik kriz son yıllarda derinleşirken, özellikle pandemi döneminde artan işsizlik ve borçlanmalar nedeniyle bu kriz her kesime yansımış durumda. İktidarın yanlış politikaları yoksulluğu ve işsizliği artırıyor. Zamlar, faizler, işten çıkarmalar, artan ev kiraları, yurttaşları büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Son iki yılda Türkiye’de onlarca kişi ekonomik kriz nedeniyle yaşamına son verdi. Yurttaşlar temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi, elektrik ve suya gelen zamlar nedeniyle her gün borçlanıyor. Ekonomik krizin günden güne derinleşmesi halkın geleceğe dair umutlarını azaltırken, işsizlik sorunu ise gençleri kaygılandırıyor.
 
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde yaşayan farklı kesimlerden kadınlara ekonomik krize ilişkin mikrofon uzattık. Kadınlar, yoksul halkın açlığa ve ölüme mahkum edildiğine işaret ederek, artık geçinemediklerinin altını çizdi.
 
‘Çözüm hükümetin değişmesinde’
 
Özlem Demir (Çiftçi): Hayat çok zor. Biz çiftçiyiz kendi bahçemiz olduğu için oradan sebze ihtiyacımızı karşılıyoruz. Diyarbakır merkezde oturanın halini düşünemiyorum. Kira, su, elektrik, doğalgaz bir ton masraf. Biz çiftçi olarak bitmiş bir haldeyiz. 15-20 günde bir alışveriş yapıyoruz ama çok zorlanıyoruz. Devlet bize çiftçi olduğumuz için bir destekte bulunmuyor. Destekte bulunduğu zamanda resmen bir cebimizden alıp diğer cebimize koyuyor. Gübreye, ilaca zam yapıyor sürekli. TEDAŞ bizi çok zorluyor. İki tane traktörümü sattım TEDAŞ’ın borcunu verdim. Şu an en büyük tefeci TEDAŞ’tır. Tefeciden borç alıp traktör alıyor daha sonra TEDAŞ’ın borcunu ödemek için traktörümü satıyorum. Çözüm hükümetin değişmesinde. Yeni düzende çalan olmazsa durum düzelir diye umuyorum. 17 yıldır bittik biz. Kazandıklarımızı gübreye, mazota, TEDAŞ’a veriyoruz kazandığımız bitiyor.  
 
‘Yüzde 100 zam var’  
 
Yasemin Aydın (Öğretmen): 2021 yılını enflasyon çok fazla etkiledi. Memur olsun, asgari ücrete çalışan olsun herkes çok zor durumda. Enflasyon yüzünden kiralar arttı. Vergiler gittikçe artıyor. İnsanların geçinmesi çok zor. İşçi sınıfının durumu nasıl düzelir diye düşünüyorum. Çünkü onların durumu daha kötü. Eskiden düşük, orta ve üst sınıf vardı şimdi orta sınıf kalmadı. Ya çok düşük gelirli sınıf var ya da bu durumlardan hiç etkilenmeyen hatta enflasyonun işlerine yaradığı üst sınıf var. Yüzde 100 zam var. Ben öğretmenim ek iş bulmalıyım diye düşünüyorum. Nasıl geçineceğimi düşünüyorum sürekli. Bu ülkede ilk gözden çıkarılan kadınlar oluyor. İşe başvurduklarında evli ya da çocuğunuz var mı diye soruluyor. Kadınların işi erkeklere oranla iki kat daha zor.  
 
‘Yurttaş ölmüş ağlayanı yok’ 
 
İsmini vermek istemeyen 65 yaşındaki kadın: Eşimin emekli maaşı var ama geçimimizi sağlamaya yetmiyor. Zaten eşim bana maaştan çok az bir para veriyor. Çocuklarım bir ihtiyacın var mı diye soruyor yok diyorum ama yalan söylüyorum. Emeklilerin maaşına zam yapılsın istiyoruz. Meyve, sebze fiyatları biraz düşürülsün. Yurttaş ölmüş ağlayanı yok.  
 
‘Günü kurtarmanın peşindeyiz’ 
 
Sultan Tuzay (Ses sanatçısı): Ülkede ekonomik kriz var. Önceden kazandığım geliri artık kazanamıyorum. Her yerde kriz var. Pandemide devletin bir desteği olmadı eğer desteği olsaydı küçük esnaf dükkanını kapatmak zorunda kalmazdı. Ekonominin gidişatı çok kötü. Milletin durumu iyi değil. Alım gücü çok düşük. Günü kurtarmanın peşindeyiz. 
 
‘Çocuklarımın geleceğini iyi görmüyorum’ 
 
Mehtap Ay  (İşsiz): Benim dört çocuğum var bir evi geçindirmek o kadar kolay değil. Engelli çocuğumun maaşı ve bakıcılık ücretiyle geçimimizi sağlıyorduk. Fakat yetmediği için ekstra ek işlere gidiyordum. Çocuklar okula gidince geçimimizi sağlamak daha zor oluyor. Çocuklarımı çocuk esirgeme yurduna bırakmak zorunda kaldığım için aldığım yardımlar kesildi. Ekonomik durumum iyi olsaydı çocuklarımı çocuk esirgeme yurduna bırakmak zorunda kalmazdım. Bankaya borçlu olduğum için zor durumdayım. Ekonominin kötüye gidişinden dolayı çocuklarımın geleceğini de iyi görmüyorum. 
 
‘Kadınlar geçinemiyor’ 
 
Sultan Çelik (Aşçı): Türkiye’de ekonomik kriz gittikçe derinleşiyor bunu kimse inkar edemez. Kadınlar ülkede geçinemiyor. Erkek, kadından daha fazla iş olanaklarına sahip olmasına rağmen o da geçimini sağlayamıyor.  İş bulmak bu ülkede en zor iş. En iyi maaşla bile insanlar kendilerini ve ailelerini geçindirmekte zorlanıyor. Devlet yönetiminin çoğunun erkeklerden de oluştuğunu düşünürsek bu kaçınılmaz bir son. Kadınların ekonomik olarak zorlanmasına neden olan erkek yönetimdir. Önceden çalışmıyordum ama çalışmaya başladıktan sonra da aldığım maaş az olduğu için hayatımda bir şey değişmedi. Her şeyin pahalı olduğu bu dönemde bir şey almak çok zor. Günden güne yoksulluk artıyor. Ülkede ekonomik kriz olmadığını, herkesin tok olduğunun söylenmesi tamamen cahilliktir. Bu şekilde insanların kurulu olan düzeni yıkıp esas olması gereken düzeni kurmalarına engel olmaya çalışıyorlar. Ekonomik krizin giderilmesi için herkesin birleşmesi, haklarını savunması ve haksızlıklara karşı sesini çıkarması gerekiyor. 
 
'Her şey lafta kalıyor'
 
Seyran Şeker (Girişimci): Türkiye ekonomisi batmış durumda. İnsanlar kendi evine ekmek götüremeyecek durumda. Ben doğal yöntemler ile yaptığım kremleri satarak geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Fakat bir gelir elde edemiyorum. Çünkü piyasada olan malzemeler çok pahalı olduğu için krem üretimlerinde gerekli malzemeleri alamıyorum. Yardım alabilmek için başvuruda bulundum. Kadın girişimcilere ihtiyacımız var demelerine rağmen hiçbir şey yapmadılar. Dedikleri her şey sadece lafta kalıyor. Dilekçeler yazmama rağmen devlet hiçbir şekilde yardımda bulunmuyor. Yardım etmedikleri için üretimimi durdurmak zorunda kaldım. Ekonomik yetersizlikten dolayı işimi yapamıyorum. Devlet girişimci kadınlara destek sağlamak zorunda. Halkımız hiçe sayılıyor.
 
‘Her şey çok pahalı’ 
 
Edibe Gürcüm (Emekli): Aldığım emekli maaşı bir hafta bile geçimimizi sağlamıyor. Apartman masrafı, su ve elektrik ücretleri çok fazla ve sürekli zam geldiği için ödeme yapamıyoruz. Ayakkabı alamadığım için iki yıldır kışlık ayakkabıları giymek zorunda kalıyorum. Her şey çok pahalı. Her şey pahalı olduğu için başkasına muhtaç kalıyoruz. Yumurtanın fiyatı iki haftada iki katına çıktı. Ekonomik krizin giderilmesi için zam oranlarının azalması gerekiyor. Devletin bu konuda bir şey yapması gerekirken sadece kendi işini gizli saklı yürütmeye çalışıyor.