Tarladan eve bitmeyen emek sömürüsü…

  • 09:03 11 Temmuz 2021
  • Emek/Ekonomi
 
Hikmet Tunç
 
VAN - Günün yarısını tarlada çalışarak geçiren kadınlar, emeklerinin karşılığını alamıyor. İş yükü ağırlığına rağmen çalışmaya devam eden kadınların tek temennisi şu oluyor: “Çocuklarımı kimseye muhtaç etmeden doyurmak.”
 
Yaz sıcaklarının önceki yıllara oranla arttığı bu yıl da tarım işçileri günün büyük bölümünü güneşin altında çalışarak geçiriyor. Günde en az altı saat mesai yapan tarım işçisi kadınlar erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen, daha az ücret alarak mağdur ediliyor. Salatalıktan domatese, karpuzdan kavuna kadar çalışanlardan kimisi 2 ay kimisi 3 aydır çalıştığı tarlalarda elde ettikleri ürünleri yeni yeni pazara götüren kadınlar henüz bu ürünlerin ücretini alamıyor. 
 
Kadın işçi sayısının fazla olmasının nedeni: Düşük ücret
 
Çoğu Van’ın Edremit ilçesine bağlı Süphan Mahallesi’nde sabahın 06.00’da Gevaş ilçesinde bulunan tarlalarda çalışmak için uyanan kadınlar, 08.00’de iş başı yaptıklarını söylüyor. Sayıları 40’ı bulan işçilerin çoğu ise kadın. Kadınların sayısının fazla olmasının nedeni ise erkeklerin, inşaat sektörü koşulları ağır olsa da ücretinin daha iyi olmasından kaynaklandığı belirtiliyor. Tarlada dahi verilen günlük 75 TL’lik ücretin 60 TL’sini alabilen kadınların, iş sahipleri tarafından özellikle tercih edilmesinin nedeni ise daha iyi iş çıkarmalarından kaynaklandığı ifade ediliyor. 
 
Tarlada çalışanların çoğu 20 yaş altı
 
Çoğu 20 yaş altı olan tarlada çalışan kadınların her birinin farklı bir hayali var. kimisi konservatuar okumak, kimisi doktor, kimisi mühendis olmak istiyor. Kimisi de yaklaşan Kurban Bayramı için yeni kıyafet istiyor. Cinsiyet eşitsizliğine doğuştan itibaren maruz kalan kadınlar, bu hayallerini gerçekleştirmek için ise akşam saatlerinde de çalışmaya devam ediyor. 
 
‘Mutfak ihtiyacımı dahi karşılayamıyorum’
 
Evli bir erkek ile dini nikahla evlendirilen Gule Akkoyun, ekonomik durumu el vermediği için tarlada çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Ancak iki aydır çalışmaya başladığı tarlada sadece 60 TL ücret alabilen Gule, “Evde 6 nüfusa bakıyorum. Eşim inşaat işçisi. Bayramdan bayrama dahi yeni kıyafet alamıyorum. Bugün 5 litre yağ dahi 75 TL’den satılıyor. Mutfak ihtiyacımı dahi karşılayamıyorum” diyor. 
 
‘Güneşin yakıcılığı altında çalışmak zorundayım’  
 
Gule devamında şu sözleri kullanıyor: “Hiç çocuğum olmadı. Üzerine ‘kuma’ olarak gittiğim kadın ise zihinsel engelli ve 4 çocuğu var. Engelli olmasından kaynaklı hastaneye yatırmak zorunda kaldık. Onun çocuklarına ben bakıyorum. Saat 06.00’da tarlaya geliyorum. Yaptığım iş, tarlayı yabani otlardan arındırmak. Ürünün pazarlanması için ürün toplamak. Gündüz insanların gölgede dahi terlemeye başladığı ve sıcaklardan kaçtığı günlerde bizler mecbur güneşin yakıcılığı altında çalışmak zorundayız.” 
 
Tarla ve ev arasında 7-24 saat karşılıksız emek…
 
Tarlada geçen bir gününü anlatan Gule, sürekli ayakta olduğunu, çamaşır, bulaşık, çocukların giyimi, banyosunu yaptığını kaydediyor. Gün içinde “Toplasan 20 dakika dinlenemiyorum” diyen Gule, “Eziyet çekmek kaderim oldu” sözleriyle tarla ve ev arasında mekik dokuyarak karşılıksız emeğini özetliyor.
 
‘Çocuklarımı muhtaç etmeden doyurmak istiyorum’
 
Tarım emekçilerinden biri de Hülya Olgur. Altı çocuğu olduğunu, bunlardan dördünün öğrenci olduğunu, evde sadece kendisinin çalıştığını belirtiyor. Hülya, yaklaşık 20 gündür işe başladığını, henüz bir ücret alamadığını kaydediyor. Hülya’nın tek temennisi, “Çocuklarımı muhtaç etmeden doyurmak istiyorum” oluyor.