‘Sağlık çalışanlarının yüzde 81’i psikolojik şiddete maruz kaldı’

  • 14:42 17 Şubat 2021
  • Emek/Ekonomi
ANKARA - SES’in Türkiye genelinde 52 ilde sağlık çalışanlara yönelik gerçekleştirdiği “Sağlık ve Sosyal Hizmet Alanında Kadına Yönelik Şiddet Araştırmasının” sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 43’ü fiziksel, yüzde 81’i psikolojik ve yüzde 26’sı cinsel şiddete maruz kalmış.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), “Sağlık ve Sosyal Hizmet Alanında Kadına Yönelik Şiddet Araştırması”nın sonuçlarını basın toplantısı ile açıkladı. SES Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Merkez Yürütme Kurulu üyeleri katıldı. Toplantının yapıldığı salona “Erkek şiddeti münferit değil, politiktir” pankartı asılırken, raporu SES Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli okudu.
 
Ankete 52 ilden katılım
 
Türkiye genelinde 52 ilden, sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışan sağlık emekçilerine 10-22 Kasım 2020 tarihleri arasında web tabanlı uygulanan anketin, işyerinde psikolojik şiddet, mobbing, ekonomik şiddet, dijital şiddet, fiziksel şiddet ve cinsel şiddet alt başlıklardan oluştuğunu aktaran Gönül, “Araştırmaya katılan 617’si kadın 663 kişinin yanıtları esas alınarak değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Erkeklerin araştırmaya katılımı değerlendirme ve kıyas yapabilecek düzeyde değildir. Ancak katılım gösteren erkeklerin de görüş ve değerlendirmeleri rapora yansıtılmıştır” dedi.
 
‘Erkekler her gün en az 3 kadın katlediyor’
 
Ataerkil güç ilişkilerinden beslenen erkek şiddetinin her gün artarak devam ettiğini belirten Gönül, sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınların artan şiddetten etkilendiğini ifade etti. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alan erkeklerin her gün en az 3 kadını katlettiğini vurgulayan Gönül, “Kadınlar her gün evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmektedir. Kayyum atanan belediyelerde, şiddete uğrayan kadınların başvuru merkezleri ve kadın birimleri kapatılmakta, yaşam güvencemiz sayılabilecek İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmek istenmektedir” ifadelerini kullandı.
 
Kadınların yüzde 81’i psikolojik şiddete maruz kaldı
 
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 81’inin psikolojik, yüzde 37’sinin ekonomik, yüzde 43’ünün fiziksel ve yüzde 26’sının da cinsel şiddete maruz kaldığını kaydeden Gönül, “Şiddetin dışında işkolumuzda çalışan kadın emekçilerin yüzde 80’i mobbinge ve yüzde 35’i ise dijital şiddete maruz bırakıldığını ifade etmiştir” diye belirtti.
 
‘502 kadın psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade etti’
 
Araştırmaya katılan 502 kadının işyerinde psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade ettiğini aktaran Gönül, psikolojik şiddet türleri içerisinde yüzde 56 ile hakaret ve sözlü tacizin en çok maruz kalınan şiddet türü olduğuna işaret etti. Gönül, “Psikolojik şiddet türleri çoklu şekillerde aynı anda yaşandığı için, katılımcılar birden fazla seçeneği işaretlediği için toplamı yüzde yüzü geçmektedir. Kadın katılımcıların yüzde 68’i yöneticilerin psikolojik şiddetine maruz kaldığını ifade etmiştir” dedi.
 
En fazla hemşireler mobbinge maruz kalıyor
 
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 89’unun mobbingin ne olduğunu, yüzde 74’ünün de mobbing durumunda ne yapılacağını bildiğini dile getiren Gönül, şöyle devam etti: “Kadınların yüzde 80’i meslek hayatında mobbinge maruz kaldığını, yine yüzde 80’i de yöneticileri tarafından mobbinge uğradığını ifade etmiştir. Mobbinge maruz kalanların eğitim durumuna göre baktığımızda en fazla yüzde 71 ile lisans mezunu olanlar, yaş grubuna göre yüzde 39 ile 41-50 yaş aralığında olanlar, medeni durumuna göre yüzde 57 ile en çok evli kadınlar, unvanına göre ise yüzde 47 ile hemşireler olduğunu görüyoruz.”
 
‘Katılımcıların yüzde 37’si ekonomik şiddet görmüş’
 
Raporun “ekonomik şiddet” başlığına ilişkin bilgi vererek devam eden Gönül, ekonomik şiddete dair şu sonucu paylaştı: “Kadın katılımcıların yüzde 37’si ekonomik şiddete maruz kaldığını ifade etmiş, aynı zaman da yüzde 30’u ise ekonomik şiddet olarak ‘Maaşımı ihtiyaçlarım doğrultusunda harcamama müdahale edildi’ ifadesini kullanmıştır Ekonomik şiddet uygulayıcıları içerisinde yüzde 40 ile yöneticiler ve yüzde 26 ile de eşim seçeneğini işaretlemiştir.  Eğitim durumlarına göre yüzde 71’i lisans mezunu olanlar, yaş durumuna göre yüzde 41’i 41-50 yaş arası, medeni durumuna göre yüzde 57’si evli kadınlar ve unvanlarına göre ise yüzde 51 ile hemşireler maruz kalmışlardır.”
 
Raporun devamında şu bilgiler paylaşıldı:
 
“Kadın katılımcıların yüzde 35’i dijital şiddete maruz kaldığını ifade etmiştir. Dijital şiddete maruz kaldığını ifade eden kadınların yüzde 69’u ‘rahatsız edici takip ve sohbet’ seçeneğini işaretlemişlerdir. Diğer şiddet türlerinden farklı olarak kadınlar, şiddet uygulayıcıları olarak dijital şiddeti daha çok tanımadıkları kişiler tarafından maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir.
 
Fiziksel şiddet
 
Kadın katılımcıların yüzde 43’ü fiziksel şiddete maruz kaldığını, bu kadınların yüzde 13’ü hala şiddet riskinin devam ettiğini ifade etmiştir. Fiziksel şiddet uygulayıcıları olarak yüzde 29’u eşim/birlikte yaşadığım kişi /baba-anne ve kardeş olarak ifade etmiş. Eğitim durumuna göre yüzde 68’i lisans mezunu, yaş durumuna göre yüzde 40’ı 41-50 yaş arası, medeni durumuna göre yüzde 52’si evli, unvanına göre ise yüzde 46 ile hemşireler olduğu görülüyor.
 
Cinsel şiddet
 
Kadın katılımcıların yüzde 26’sı cinsel şiddete maruz kaldığını, bu katılımcıların yüzde 7’si şiddet riskinin halen devam ettiğini ifade etmiştir. Cinsel şiddet uygulayıcıları olarak kadınlar tarafından en çok ifade edilen seçenek ‘Erkek arkadaşım/Sevgilim/Eşim’ seçeneğidir. Cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 61 oranında ‘Hiçbir şey Yapamadım’ seçeneği işaretlediği araştırmamızda bu durumdaki kadınların çoğunlukla sessiz kalmak zorunda kaldığını göstermektedir. Bu da şunu gösteriyor ki kadınlar olarak halen cinsel şiddeti ifade etmede ve dillendirmede zorlandığımız ortaya çıkıyor.
 
Birçok kadının cinsel şiddete maruz kalmasına rağmen resmi yollara başvurmadığı görülmektedir. Cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 78’i ‘Hiç bir psikolojik destek almadığını’, ifade etmiş, yine kadın katılımcıların yüzde 95-97 oranında da haklarını bildiklerini, cinsel şiddete maruz kaldıklarında yüzde 47’si polis ve jandarmaya başvurduklarını belirtmişlerdir. Cinsel şiddete maruz kalanların eğitim durumuna baktığımızda yüzde 69 ile lisans mezunu olanlar, yaş durumlarına göre yüzde 36 ile 31-40 yaş arası, medeni durumlarına göre yüzde 50 ile evli olanlar ve unvanlarına göre ise yüzde 40 ile hemşirelerin olduğu görmekteyiz.”
 
‘Şiddeti önlemenin yolu kadın kazanımlarına sahip çıkmak’
 
Şiddeti önlemenin en önemli yolunun toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçtiğini söyleyen Gönül, “Şiddeti önlemenin yolu, kadın kazanımlarının korunmasından, İstanbul sözleşmesinin ve 6284 sayılı yasanın tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından ve iktidarların şiddeti besleyen gerici, militarist, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer” şeklinde konuştu.  
  
Araştırmaya en çok hemşireler katılım sağladı
 
Gönül, son olarak araştırmalarına unvanlarına göre en fazla hemşirelerin katılım sağladığını bu nedenle araştırma sonuçlarında şiddet yöntemlerine oran olarak en fazla hemşirelerin maruz kaldığı sonucunun ortaya çıktığını ifade etti.