‘Kod-29 sesini çıkaran işçilere uygulanıyor’

  • 09:40 26 Ocak 2021
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL- Pandemi döneminde Kod-29 gerekçe gösterilerek işine son verilen Dilbent Türker, Kod-29’un işverenler tarafından sık sık kullanıldığını söyledi. Dilbent, “Kod-29’un özellikle sesini çıkaran, sendikalaşan işçilere dönük kullanıldığını görüyoruz. Yükselteceğimiz ses 25/2 maddesinin yani Kod-29’un kaldırılması olacak” dedi.
 
Pandemi ile derinleşen ekonomik kriz ve beraberinde getirdiği yoksulluğu ve işsizlik işverenlerin fırsata çevirmesiyle sürüyor. İşten çıkarmaların yasaklandığı pandemi döneminde işverenler “ücretsiz izin” adı atlında işçileri çalışma alanlarından uzaklaştırarak yoksullaşmaya itiyor. Her krizi fırsata çevirmeye çalışan işverenlerden yana olan yasalardan biri de Kod-29. Söz konusu yasa, işçinin İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin ikinci bendinde sayılan “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller (davranışlar)” sergilediği gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi anlamına geliyor. Kod-29 ile işten çıkarılan işçiler tazminatlarını ve işsizlik ücreti almazken, işçilik sicilini de bozmakta.
 
Kod-29 ile işten çıkarılan işçilerin büyük çoğunluğu ise sendikalı olanlar ve işverenlerin baskısına karşı sesini yükseltenler oldu. Ücretsiz izne çıkarıldığı için bir ay boyunca çadır direnişi yapan Sinbo işçisi Dilbent Türker, direnişi sonucunda işine geri döndü. Ancak geçtiğimiz günlerde bir kez daha Kod-29 öne sürülerek işine son verilen Dibent, bunun nedenini daha önceki direnişine bağlıyor. 
 
‘Mobbing, baskı devam etti’
 
Dilbent, ilk direnişinden sonra işine geri döndüğünde diğer işçiler ile bağlantı kurulmaması yönünde adımlar atıldığını ve kendisini de izole bir bölüme verdiklerini söyledi. Sendika üyelerine yönelik ayrımcılığın devam ettiğini belirten Dilbent, “İşe girdiğimizden bu yana mobbing, baskı, taciz, kışkırtma gibi adımlar attılar. Biz ise haklarımıza dayanarak hareket ettik. Çünkü patronların kullanabileceği 25/2 maddesini de biliyorduk” dedi.
 
‘Patronlar 25/2’ye sarılmışlardı’
 
Bu süreçte başka bir sendikalı işçinin hakaretine maruz kaldığını ve hakları doğrultusunda hareket etmesine rağmen yönetim tarafından suçlandığını dile getiren Dilbent şöyle devam etti: “Yönetimin o kişinin arkasında olduğunu biliyorduk ama bizler hakarete maruz kaldığımız için şikayet ettik. Yönetim şikayetimizi tam tersine çevirip, bizleri haksız çıkararak beni 25/2 maddesinden işten atmış oldu. 25/2 maddesi özellikle pandemi sürecinde patronların sık sık kullandığı bir madde oldu. Ücretsiz izin ve işten çıkarma hayata geçtiğinde patronlar hem hukuksuz bir şekilde ücretsiz izni kullanmış hem de işten çıkarmanın yasak olduğunu bildikleri için 25/2 maddesine sarılmışlardı.”
 
‘Kod-29 sesini çıkaranlara dönük kullanılıyor’
 
İşten çıkarmanın yasak olduğunu ancak, Kod-29 ile tazminat bile ödenmeden bunun gerçekleştiğini söyleyen Dilbent, “ Bizler, 25/2 maddesi yani Kod-29’u özellikle sesini çıkaran, koşullardan şikayetçi olan, sendikalaşan ve sendika üyesi olan işçilere dönük kullanıldığı görüyoruz. Bizler bu yasanın kaldırılması doğrultusunda yeniden direnişe geçtik. 25/2 maddesi kalkmalı. Çünkü hem işçinin, işçilik sicilini bozuyor hem tazminatından ediyor hem de işsizlik maaşını almamasını sağlayan bir madde. Sinbo yönetimi ücretsiz izin direnişimizi hazmedemedi ki bu maddeye kadar düşebilmişler” dedi.
 
‘İşçinin hayatıyla oynamak kolay olmamalı!’
 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı müfettişlerinin sendikal faaliyetlerini engelleyemeyeceğini kaydeden Dilbent, “Bununla ilgili bir rapor hazırlanıyordu. Bu rapor, hazırlanmadan ve bizim dava sürecimiz devam ederken böyle bir adım atabiliyorlar. Bu gücü yine bizlerin arkasında olmayan, onların arkasında olan yasalara dayanarak yapıyorlar. Bizler bunlara karşı mücadele edeceğiz. Çünkü bu kadar işçinin hayatıyla oynamak, iş sicilini bozmak ya da tazminatını yakmak bu kadar kolay olmamalı. Yükselteceğimiz ses 25/2 maddesinin yani Kod-29’un kaldırılması olacak” diye konuştu.
 
‘Sinbo yönetimi kadın düşmanı’
 
Fabrikada kadınların çoğunlukta olduğu komitelerin varlığına işaret eden Dilbent, kadınlarla bilinçlenme üzerine konuştuğunda fabrika içinde zaman zaman müdahaleye maruz kaldığını belirtti.  Dilbent, “Sinbo yönetimi aslında bir yerde de kadın düşmanı. Kadınlara karşı baskıyı ve sömürüyü daha fazla kullanıyordu. Maaşlarımızı alamadığımızda, kadın işçiler bunun hesabını sorduğunda, ‘Kocanız çalışmıyor mu? Siz nesiniz ki para istiyorsunuz’ gibi söylemleri de vardı.  Sinbo da özellikle orta yaşlı kadınları işe alıyorlar. ‘Daha iyi sömürürüz’ gibisinden içerideki kadınlara alçakça yükleniyorlar” sözlerine yer verdi.
 
‘Kadınların bir araya gelmesini istemediler’
 
Dilbent, kadın işçilerle sürekli bir arada olduğunu ve bu nedenle maruz kaldığı tecridi şu sözlerle anlattı: “Beni kadınlardan her zaman uzaklaştırmayı planladılar ve bunu hayata da geçirdiler. Ama o arkadaşlarla temasımız hala sürüyor. Çalışmalarımız devam ediyor. Bir araya gelmemiz özellikle de kadınlarla bir araya gelmemiz onlar için istemedikleri bir sonuca mal olacaktı. Bunu bildikleri içinde beni özellikle kadın işçi arkadaşlarımın ağırlıklı olduğu bölümden izole ettiler.”  
 
‘Rica etmiyoruz, haklarımız istiyoruz’
 
Kod-29’un kalıcı olma ihtimalinin olduğunu ve bunun, işçilerin haklarının gasp edilmesi anlamına geldiğini kaydeden Dilbent, “Bizler yoksulluk, açlık sınırı altında yaşayan insanlarız. Bizler onlardan bir şey rica etmiyoruz ya da farklı bir şey istemiyoruz, sadece haklarımızı istiyoruz. Bizler nasıl sefalet ücretinin altında olan bir ücreti kabul etmeyip mücadele etmeyi seçtiysek aynı şeklide Kod-29’un kaldırılması için mücadelemiz sürecek” şeklinde konuştu.
 
‘Direnen kadınlardan aldığımız bilinçle direnişi sürdürdük’
 
Türkiye’de ilk defa Sinbo fabrikasında ücretsiz iznin yasaklandığını hatırlatan Dilbent, “Onların iftiraları, kara propagandaları ya da kadın düşmanlığı son bulacak. Bizler ücretsiz izin için çadır direnişinde bunu kanıtladık. İşe geri döneceğime inanıyorum, çünkü haklıyım. Biz bu direnişi geçmişte de direnen kadın işçilerden aldığımız bilinçle sürdürdük” diye konuştu.
 
Dayanışma çağrısı 
 
Türkiye işçi sınıfına yönelik topyekün bir saldırı olduğunu, bu saldırıya karşı ise mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Dilbent, “Ücretsiz izin saldırısını nasıl püskürttüysek, 25/2 maddesini yani Ko-29’u da tekrardan gündeme getireceğiz. Tekrar bunu püskürteceğimize inanıyorum” diyerek herkesi dayanışma içerisinde olmaya davet etti.
 
Dilbent, ayrıca konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti.