KESK'li kadınlar: Şiddete karşı alanlardayız 2018-11-22 17:38:23   İSTANBUL - Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde bir araya gelen KESK Kadın Meclisi, "Şiddetin her türlüsüne karşı savaşa, tacize, tecavüze, yoksulluğa, haklarımızın yok edilmesine, eşitsizliğe ve gericiliğe karşı bir kez daha alanlardayız" dedi.   Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İstanbul Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında, "Yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete karşı kadınlar mücadelede buluşuyor" şiarıyla İstanbul Cağaloğlu'nda bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Aile değil kadınız. Kimsenin makbul kadını değiliz. Huzur isyanda" pankartının açıldığı açıklamada sık sık "Yaşasın kadın dayanışması " ve "Jin jiyan azadi" sloganları atıldı. Kadınlar adına açıklamayı İstanbul 7 No'lu Şube Kadın Sekreteri Şaheser Kocakaya yaptı.   Şaheser, ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve savaşların derinleşerek devam ettiğini ifade ederek, tüm dünyada devletlerin uyguladıkları baskıcı politikalarla kadına yönelik şiddetin boyutlarını ve dozajını arttırdığını vurguladı.   'Aileye köle olmayacağız'   Dünya Ekonomik Forumu Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre Türkiye'nin 140 ülke arasında 131.sırada olduğunu söyleyen Şahaser,"'Kadın erkek eşit değildir' diyen zihniyet, bu geriliği yeterli görmüyor olacak ki, kadın düşmanı politikalarıyla, kazanılmış haklarımıza dönük saldırılarla var olan eşitsizliği her geçen gün daha da derinleştiriyor. Her üç kadından biri şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyorken, şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine siyasal iktidar, 6284 No' lu Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasasını yok etmeye çalışıyor. Mecliste boşanmayı önleme komisyonu aracılığıyla hazırlatılan yüzlerce sayfalık raporla, kadının aile içinde uğradığı şiddeti meşrulaştırmaya çabalıyorlar. İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyenler, en son nafaka hakkının peşine düştü. 'Kadın erkeğe, aileye daha fazla bağımlı olsun' hesaplarını yapanlara bugün buradan cevap veriyoruz. Haklarımıza, hayatlarımıza sahip çıkıyoruz. Aileye köle olmayacağız" dedi.   'Bizlere dayatılanları kabul etmiyoruz'   Mevcut politikaların cinsiyet ayrımcılığını pekiştirdiğini dile getiren Şahaser şöyle devam etti: "Ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak sermayenin her daim sarıldığı kadın emeği, ancak iş ve aile yaşamını uyumlaştırma anlayışıyla, esnek, parçalı istihdamın vazgeçilmez unsuru olarak, değersizleştirilerek istihdamda kendine yer bulabiliyor. Esasen de, KHK'ler eliyle iş güvencemiz fiili olarak ortadan kaldırılmıştır. Çalışma yaşamında da, ayrımcılığı ve eşitsizliği en derin yaşayan yine kadınlar olmaktadır. Ev içerisinde görünmez kılınan emeğimiz ücretli istihdam içerisinde de geleneksel rollere göre konumlandırılmakta, kamusal hizmet olması gereken çocuk, yaşlı ve hasta bakım sorumluluğu her daim kadınların omzuna yüklenmektedir. Tüm bunlar, yoksulluğun kadınlaşmasına güçlü bir zemin sunuyor. Biz  kadınlar olarak  makbul kadın dayatmalarını, dört  duvar arasında  çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi ev  içi  işlere hapsedilmeyi, yoksullaşmayı, güvencesizliği, müftülük nikahını ve bizlere  dayatılan dört  duvarın  belgesi olan evlenme  cüzdanlarını  kabul etmiyoruz."   Açıklama atılan sloganlarla son bulurken, kadınlar tutuklu KESK'li kadınlara kart atmak için Sirkeci Büyük Postanesi'ne gitti.