Türkiye'ye göç ettirilen Kobanêli kadınlar: Efrin halkı bu duruma düşmesin 2018-03-27 09:01:02   Filiz Zeyrek    ADANA - DAİŞ'in işgal girişimi karşısında topraklarını terk zorunda kalarak Adana'ya göç eden Kobanêli kadınlar, "Biz IŞİD'in zulmünün bitmesini beklerken şimdi de Türkiye Efrîn'deki insanları göçe zorluyor. Kimse toprağını terk etmesin" diyor.    Türkiye'deki savaş politikaları nedeniyle 90'larda göç eden binlerce kadın, başkalarının topraklarını yok pahasına işleyerek yaşamını idame ettirirken, şimdilerde en fazla Suriye'den göç edenler geliyor Çukurova'ya. Burada başka bir sömürü düzeninin içine düşürülen kadınlar, her gün şafak sökümünden akşama kadar çalışıyor.    'Köle gibi başımızda bekliyorlar'    Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Kara Ahmetli bölgesinde bulunan narenciye bahçelerinde çalışan Kobanêli Kadriye Ahmed 5 yıl önce göç ediyor. DAİŞ'in saldırılarından kaçan Kadriye ve ailesi Adana'ya göç ediyor. Sabah 05.00'te kalkıp bahçeye gelen Kadriye, "Akşama kadar elin işinde çalışıyoruz.  Çavuşların başımızda bekleyip köle gibi 'durmayın çalışın' demeleri ayrı bir baskı ve yorgunluk yaratıyor. Akşam eve döndükten sonra da ev temizliği, yemek, çocukların, temizliği, yemeği derken dinlenemiyoruz. Onca emeğe karşılık aldığımız yevmiye sadece  54 TL" diye anlatıyor.    'Bizim yaşadığımızı onlar yaşamasın'   Kendi topraklarına dönmekten başka isteği olmayan Kadriye, "Şuan aynısını Efrîn'de yapmak istiyorlar. Oradaki halkı göçe zorluyorlar. Çocukları hunharca öldürmeleri de bu yüzden. Bizi buralara göç ettirdiler ve gördüğünüz gibi emeğimizi sömürüyorlar. Biz buraya geldik Efrîn halkı bunları yaşamasın. Keşke hiç gelmesiydik" diyor.    Çocuklar da çalışmak zorunda    Kobanê'de okula yeni başlamışken kendisini bahçede bulan 12 yaşındaki Diyar "Şu anda elimde kalem okulda olmalıydım" diyerek başka bir söze yer bırakmıyor. Bir an önce Kobanê'de dönmek isteyen Diyar, "Savaşlar bizleri tüm hayatlarımızdan, hayallerimizden ayırdı artık yeter bitsin bu savaşlar. Sabah erkenden uyanmaktan nefret ediyorum ama bunu yapmak zorundayım" diyor.    '12 saat çalışıyoruz'    90'lı yıllarda köyü yakılan Selime Aslan, aradan geçen yıllarda Kürtlere yönelik politikanın değişmediğine dikkat çekti. 25 yıldır tarımda çalışan Selime de yaşadığı zorlukları dile getiriyor: "Büyük bir emek harcadım ve harcamaya da devem ediyorum. Memleketimiz çok güzeldi. Kendi bahçemizi ekip, biçiyorduk. Geçim sıkıntısı yaşamıyorduk. Burası çok zor gerçekten çünkü o kadar emek verdiğimiz halde geçinemiyoruz. Bir gün çalışamasak diğer gün sıkıntı yaşarız. Emeğimizin karşılığını almıyoruz çünkü 12 saat çalışıyoruz. Sağlık güvencemiz de yok."    'Kobanê'de yaşamamıza izin vermediler'    Kobanêli Fatma Saleh de savaş bitecek diye beklerken şimdi Efrîn'de aynı politikanın yürütüldüğünü belirterek şunları ekliyor: "Evlerimize dönmeyi düşünüyorduk ama şimdi de Efrîn'e saldırıyorlar. Bütün Rojava'ya saldırmak istiyorlar. Efrîn bizler için çok önemli bir yer. Bizleri burada köle haline getirmişler ancak kira, su, elektrik, tüp parası kazanıyoruz. Bunun dışında hiç bir şey yapamıyoruz. Saatlerce çalışıyoruz. Hayat gerçekten çok zor. Efrîn halkı bu duruma düşmesin."