İşverenden haklarını arayan ev emekçisine: Darp, hakaret, zorla alıkoyma 2017-11-13 09:04:43   Beritan Canözer   İSTANBUL - Uzun zamandır çalıştığı evde hiçbir sosyal güvencesi olmayan Arzu Çelebi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvuruda bulunuyor. Başvurunun ardından işveren Ayhan Sertel tarafından zorla alıkonulan ve fiziksel şiddete maruz bırakılan Arzu,”Ev emekçisi hiçbir kadın bunlara boyun eğmesin. Kadınlar olarak hem evimizde ezildik hem de iş yerlerimizde eziliyoruz” diyor.    Düşük maaş, fazla mesai, tehdit, zorbalık, taciz ve fiziksel şiddet… Neredeyse ev emekçilerinin tümü çalıştıkları yerlerde bu tür sorunlar yaşıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise eve emekçilerinin sesleri ve maruz bırakıldıkları hak ihlallerini görmezden geliyor. 33 yıllık ev emekçisi ve Ev Emekçileriyle Dayanışma Sendikası (EVİD-SEN) üyesi Arzu Çelebi de bu kadınlardan yalnızca biri. Arzu, bu zamana kadar çeşitli yerlerde çalışmasına rağmen 7 yıldır düzenli olarak aynı ailenin yanında çalışıyor. İşverenleriyle bu zamana kadar herhangi bir problemi olmayan Arzu sosyal haklarını aramaya başladığı zaman çeşitli fiziksel şiddet yöntemlerine maruz bırakılıyor.    Zorla kağıt imzalatmak istiyorlar   2-3 ay önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan yardım alabilmek için başvuruda bulunan Arzu, kendisini güvencesiz ve düşük maaşla çalıştıran işveren tarafından sözlü şiddete maruz bırakılıyor. Devletle başının derde gireceğini düşünen işveren Ayhan Sertel, Arzu’nun dilekçesini geri çektirmeyi başaramayınca Arzu’yu evde zorla alıkoyarak bir kağıt imzalatmaya çalışıyor.     İşveren Ayhan Sertel’in maruz bıraktığı şiddeti anlatan Arzu, “Ben 2009 yılında Ayhan’ın yanına günlük temizliğe giderdim. Evlendikten sonra eşiyle beraber yanlarında çalışmamı istediler, ben de kabul ettim. Aynı ücretle çalışmaya devam ettim. Daha sonra Gülperi hamile kaldı ve benden çocuğa da bakmam konusunda ricada bulundu” diyor.   İşverenin çocuğuna da bakıcılık yapan Arzu, “Ne aldığım maaş değişti ne de sigortam yapıldı. 8 saatlik mesaim 10 saatten önce bitmiyordu. Ona rağmen hiç bunları sorun etmedim. Aile Bakanlığı’na yaptığım bir başvuru nedeniyle tedirgin oldular. Beni sigortasız çalıştırdıkları için sıkıntı yaşayacaklarını düşündüler” diye belirtiyor.    ‘5 saat boyunca zorla tutuldum’   Arzu’yu güvencesiz çalıştıran işverenler kendi tedirginliklerinin hesabını da Arzu’dan soruyorlar. 28 Eylül günü çocuğu parktan getirdikten sonra yaşananları anlatan Arzu,  “Benimle konuşmak istediklerini söyleyip oturma odasına geçtiler. Oturduk konuşmaya başladık. Bana benimle bir süre çalışmayacaklarını söyleyip bir kağıt imzalatmak istediler. Kağıtta aldığım maaşın daha fazlasını aldığım, sigortalı olduğum ve çalışma saatimin 8 saat olduğu yazıyordu. Ben de bunun doğru olmadığını söyleyip imzalamayı reddettim. Ayhan bana ‘devlet sinsidir, senin bizimle çalıştığını öğrenirler, sorun yaşarız’ dedi. Ben yerimden kalktım ve çıkmak istediğimi söyledim. Ondan sonra itiş kakışlar oldu. 5 saat boyunca evde zorla tutuldum ve telefonumu da aldılar” diyor.    ‘Neyin var neyin yok alırım!’   Telefonunu almaya çalıştığı sırada omuzuna darbe aldığını ifade eden Arzu, devamında yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “Ayhan telefonumdaki her şeyi kendi bilgisayarına aktardı. Telefonumu daha sonra vereceklerini söylediler. Ben telefonu istemediğimi söyleyerek evden çıkmaya çalıştım. Telefonu onlar işteyken çocuğun fotoğraflarını, videolarını yollamam için vermişlerdi zaten. Ayhan beni ayrıca ‘evine gelir neyin var neyin yok alırım, neye uğradığını şaşırsın’ diye tehdit etti. Ben hemen sonrasında savcılığa suç duyurusunda bulundum.”   ‘Kendime ayırmadığım zamanı onlara ayırdım’   Omzuna aldığı darbe nedeniyle fizik tedaviye gitmek zorunda kaldığını belirten Arzu, savcılık tarafından kendisine 6 aylık koruma kararı çıkarıldığını dile getiriyor. Arzu, sonuna kadar hakkını arayacağını ifade ederek, “Ben evime, çocuklarıma ayıramadığım zamanı temizliğe gittiğim evlerde ev sahiplerine ve onların çocuklarına ayırdım. Biz de çalışanız, emekçiyiz. Emeklerimizin karşılığı bu olmamalı” diyor.    ‘Ezdirmeyelim kendimizi!’   Son olarak tüm ev emekçilerine seslenen Arzu, “Böyle durumlarla karşılaşan ev emekçileri korkmasınlar, susmasınlar. Fakiriz, yoksuluz diye onlara muhtaç olduğumuz anlamına gelmiyor. İşveren tarafından sömürülüyoruz. Yıllarca emek veriyoruz ve sonra bizi alıp çöp poşeti gibi kapıya koyuyorlar. Ev emekçisi hiçbir kadın bunlara boyun eğmesin. Kadınlar olarak hem evimizde ezildik hem de iş yerlerimizde eziliyoruz. Ezdirmeyelim kendimizi. Benim kimseden çekincem yok, kimseden korkmuyorum. Orada çalıştığımı kanıtlayamam sanıyorlar. Telefonumu da o yüzden aldılar ama ben her şeyi ispat edebilirim” diye belirtiyor.