‘Eşitlikçi Feminist Ekonomi’ etkinliği: Mor ekonomiye öncülük edilmeli 2021-10-27 18:07:00   ANKARA -  “Sürdürülebilir Bir Sistem Önerisi: Eşitlikçi Feminist Ekonomi” etkinliğinde konuşan Doç. Dr. Emel Memiş mor ekonominin  hayata geçmesi gerektiğini belirtirken, Gülseren Onanç da  pandemi sonrası dünyanın  içine girdiği ekonomik krizden çıkmak için feminist ekonomik önerilerinin tartışılması gerektiğine işaret etti.   SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, “Sürdürülebilir Bir Sistem Önerisi: Eşitlikçi Feminist Ekonomi” başlığıyla online etkinlik düzenledi. Prof. Dr. İpek İlkkaracan, Doç. Dr. Emel Memiş, ekonomist Özlem Onaran, ekonomist ve yazar Osman Ulagay'ın konuşmacı olduğu etkinliğe, kadın hareketi temsilcileri, akademisyen, ekonomist, gazeteci ve SES üyeleri katıldı. Etkinlikte geçtiğimiz günlerde yayınlanan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Birleşmiş Milletler Nesiller Boyu Eşitlik Forumu'nun raporları analiz edilirken yeni kalkınma yaklaşımları ile sürdürebilir bir geleceğin inşası için gerekli politikalar tartışıldı.   ‘Feminist politikaların hayata geçmesi gerekiyor’   Etkinliğin moderatörlüğünü yürüten SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Kurucu Başkanı Gülseren Onanç, Türkiye'de demokrasiden bahsedilebilmesi için sivil toplumun devleti denetleyebilmesi ve politikaya dahil olması gerektiğini belirtti. “Türkiye'nin gelecek hikâyesinde feminist politikaların hayata geçmesi gerekiyor” diyen Gülseren, pandemi sonrası dünyanın ve Türkiye'nin içine girdiği ekonomik krizden çıkmak için feminist ekonomik önerilerinin tartışılması gerektiğine işaret etti.    ‘Erkekler ve kadınlar arasındaki fark 6 saate çıktı’   Ardından söz alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İpek İlkkaracan, tam zamanlı işlerde çalışan kadınların yüzde 60'ının zaman yoksulluğu riskini göze alması gerektiğini söyledi. Pandemiyle eşitsizliklerin küresel boyutta ve türde artığını ve Covid-19'un hane içi üretime talebi çoğalttığını kaydeden İpek, Mayıs 2020'de yaptıkları bir araştırmaya atıfta bulunarak kadınlarda ortalama günde bir buçuk saat ücretsiz çalışmada artış olduğunu, erkekler ve kadınlar arasındaki saat farkının 6 saate çıktığını dile getirdi.   ‘Kadın emeğine talep artışı sağlar’   Bakım ekonomisine yatırım yapmanın ekonomik getirileri olduğunu belirten İpek, sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal hizmetlere yapılan yatırımlar, diğer sektörlere göre ciddi miktarda istihdam yaratma kapasitesine sahip ve bunlar daha çok kadınların istihdam edildiği sektörler olduğu için kadın emeğine talep artışı sağlar. Yatırımlar bu anlamda toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirme potansiyeline sahip. Bunun yanı sıra hem işgücüne katılımı artırma hem de tek kazananlı hanelerden, çifte kazananlı hanelere geçişi sağlayarak yoksulluğu azaltır.”   ‘Cinsiyetçi ücret, istihdam ve bakım emeği farklılıkları ortadan kaldırılmalı’   Greenwich Üniversitesi'nden ekonomist Özlem Onaran da toplumsal altyapının uzun vadeli olumlu etkisini ve yatırım karakterini anlamak gerektiğini vurguladı. Maliye ve sanayi politikalarının geliştirilmesi açısından da harcamaların nasıl finanse edileceğinin çok önemli olduğunun altını çizen Özlem, “Toplumsal altyapı harcamaları hem artan oranlı gelir ve servet vergileriyle hem de kamu borçlanmasıyla finanse edilebilir. Adil ve sürdürülebilir kalkınma, hem yeşil fiziksel hem de mor toplumsal altyapı alanında kamu yatırımlarını, adil ücret ve çalışma koşullarını, çalışma süresinde kısalmayı ve cinsiyetçi ücret, istihdam ve bakım emeği farklarının ortadan kaldırılmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.   ‘Pandemide pek çok şeyin sürdürülemez olduğu ortaya çıktı’   Ekonomist ve yazar Osman Ulagay ise Türkiye'de ekonominin tüm prensiplerinin tersi uygulandığına işaret ederek,  neoliberal yaklaşımla  beraber pandemi sürecinde dünyada ‘pek çok şeyin’ sürdürülemez olduğunun ortaya çıktığını kaydetti. Osman, “ Hayatın bütün alanlarında farklı bir dünyaya geçmek artık kaçınılmaz. İnsanlar değişime daha yatkın hale geldiler” dedi.   ‘Mor ekonomiye öncülük edilmeli’   Renkli ekonomik modelin demokrasiye de hizmet ettiğini söyleyen Doç. Dr. Emel Memiş  de şöyle konuştu. “Şimdi iklim ekonomisi ve mor ekonominin tam zamanı. Mor ekonomi kavramının sahibi olarak Türkiye bu konuya öncülük etmeli. Adil ve sürdürülebilir dünya için harekete geçmeliyiz. Yeni bir sosyal kontrat yapılması gerekiyor. Radikal addedilen ekonomik öneriler, bugün uluslararası kurumlar tarafından dile getiriliyor.”