Beyoğlu’nda halk geçinemiyor, pazarlar boş kalıyor 2021-10-25 09:03:11   İSTANBUL - Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte pazara bütçe ayırmakta zorlandıklarını söyleyen yurttaşlar, “Sağlıklı beslenemiyoruz. Asgari ücretle yaşamak beş yerden maaş almaya benzemiyor. Fakirler daha fakirleşti zenginler daha zenginleşti. Bir tek arkasını devlete yaslayanlar geçinebiliyor” sözleri ile yaşanan gelir adaletsizliğine tepki gösteriyor.   Pandemi ve AKP’nin yönetememe hali ile beraber ekonomik kriz ve yoksulluğun derinleşmesi, yurttaşların temel gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamamasını beraberinde getiriyor. Geçinemeyen yurttaş pazara çıkamıyor, çıksa bile ancak akşam pazarını bekleyerek arta kalan sebze ve meyveyi evine götürüyor. Yurttaşın hali böyle iken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni dönem için maaşını 100 bin liraya yükseltti.   Jinnews olarak Beyoğlu'nda bulunan Piri Paşa Mahallesi’nde kurulan Kalaycı Bahçe Semt Pazarı’na uğradık, halka yaşanan ekonomik dengesizlik ve adaletsizliği sorduk. Yurttaşların ortak tepkisi ise şöyle oldu: “Geçinemiyoruz. Halka haksızlık yapılıyor. Bir de asgari ücretle geçinmeyi denesinler.”   ‘Bir şeylerin değişmesi gerekiyor’   Sebze ve meyve fiyatlarına sürekli yapılan zamlardan dolayı alım gücünün günden güne düştüğünü ifade eden emekli matematik öğretmeni Perihan Çelik, fiyatların ülke ekonomisine ve mevsim koşullarına göre değiştiğini söylüyor. Perihan, “Alım gücüm orta düzeyde. Gelir seviyesi düşük olan, çocuğu olan insanların nasıl geçindiklerini düşünemiyorum. Akşam pazardan sonra insanlar gelip atılan sebzeleri alıyor. Bu durum içler acısı. Her gün emekli maaşına zam yapılacak diye ümitle uyanıyorum ama bir zam gerçekleşmiyor. Artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor” diyor.   ‘Beş yerden maaş almaya benzemiyor’   Pazara ayırdıkları bütçe ile tam olarak ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, bunun için haftalık olarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını belirten ev emekçisi Nilay Çetin, “Pazara 100 lira ile geliyorum. Eve geldiğimde bir aldıklarıma bakıyorum bir de paraya bakıyorum; hiçbir şey yok. Alım gücümüz günden güne düşüyor. Aldıklarımla parayı kıyasladığımız zaman önceden daha fazla ürün aldığımız gerçeği ortaya çıkıyor. Gıda alışverişimi haftalık olarak pazardan yapıyorum çünkü pazar daha uygun. Ekonomik kriz halka çok zarar verdi herkes maddi sıkıntı içerisinde. Bu durumun kime faydası var bilemiyorum. Orta sınıf kalmadı ya çok zengin ya da çok fakir var artık. İnsanlar çöpten ekmek toplayarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Kendileri asgari ücretle geçinsinler, o zaman halkın halinden anlarlar. Asgari ücretle yaşamak beş yerden maaş almaya benzemiyor. Asgari ücretle insanlar aybaşını nasıl getireceklerini bilmiyorlar” sözleri ile tepkisini dile getiriyor.   ‘Pazara yeteri kadar bütçe ayıramıyoruz’   Geçimini sağlamak için pazarda tülbent satışı yapan Sebahat Doludizgin, borç alarak ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirtiyor. Sebahat, “Eşimin emekli maaşı ve buradan gelen gelirle geçimimizi sağlıyoruz. Alım gücü düştü her şey çok pahalandı ama yine zam gelecek diyorlar. Biberin kilosu 8 lira, brokolinin kilosu 10 lira. Her şey çok pahalı. Satış yapamadığımız günler köyden gelen şeyler ve kışın yaptığımız yiyecekleri yiyerek yaşamımızı devam ettiriyoruz. Pazara yeteri kadar bütçe ayıramıyoruz. Borç para alarak ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz, satış yaptıkça borcumuzu ödüyoruz. Önceden böyle değildi ama artık zorlanıyoruz. Fakirler daha fakirleşti zenginler daha zenginleşti” diyerek yaşadıkları sorunlara dikkat çekiyor.   ‘Geleceğe dair bir umut göremiyoruz’   Aldığı emekli maaşı ile geçimini sağlamaya çalışan İstanbul Üniversitesi’nden emekli Şebnem Coşkun Meriç de geçinemediklerini söyleyenlerden. Şebnem, pazara ayırdıkları bütçenin içinde sadece sebze alımı olduğunu ifade ederek, “Alım gücümüz düştü, insanlar fakirleşti. Tarım ve hayvancılık öldürüldü.  Geleceğe dair bir umut göremiyoruz. Seçim yapılması lazım, vatandaşa haksızlık yapılıyor. Ekonomi hiç iyi değil. Her şeyin vergisi halktan kesiliyor ama halka bir hizmet verilmiyor. Kendimizi sürekli kısıtlamak zorunda kalıyoruz. Doğru düzgün meyve alamadığımız için sağlıklı beslenemiyoruz. Sinema, tiyatro gibi sosyal etkinliklerden faydalanamıyoruz. Bir kitabın en düşük fiyatı 45 lira. Gidişatı beğenmiyorum. Bir an önce seçim yapılıp bu ülkenin aydınlığa çıkmasını istiyorum” sözleriyle erken seçime gidilmesini istiyor.   ‘Bir tek arkasını devlete yaslayanlar geçinebiliyor’   Ev emekçisi Melahat Duyurmaz da geçinmenin artık karın doyurmak olarak anlaşıldığını ama geçimin sadece karın doyurmaktan ibaret olmadığını ifade ederken, krize dair şu yorumda bulunuyor: “Emekli maaşıyla geçimimizi sağlıyoruz ama yetmiyor. Aldıklarım ihtiyacımızı karşılamaya yetmiyor ama yapacak bir şey yok. Kış geldi doğalgaz yakacağız ama nasıl ödeyeceğiz diye düşünüyoruz. Ama Tayip Erdoğan bu soruna çözüm bulmuyor. Hayatın nasıl olduğunu bilmiyorlar çünkü ceplerinden para çıkmıyor. İnsanlar çok mağdur bu durumu artık görmeleri gerekiyor. Halkın arasına girmeleri gerekiyor. Bu ülkede bir tek arkasını devlete yaslayanlar geçinebiliyor. 100 bin lira maaş alarak yaşıyorlar ama halka bir fayda sağlamıyorlar. Asgari ücretli çalışanlar sadece karın tokluğuna çalışıyor, insanlar gezmeyi unutmuş. Halka haksızlık yapılıyor.”   ‘Beş kişilik aileyiz bazen doymuyoruz’   Tek bir maaşla geçimlerini sağlamaya çalıştıklarını, birçok yere başvurmalarına rağmen devletten bir yardım alamadıklarından dolayı çok zorlandıklarını söyleyen ev emekçisi Semra Çabuk, “Devlet kendi halkına sahip çıkmadığı sürece bu ekonomi böyle kötüye gider ilerisi için hiç iyi şeyler olmaz. Halka sahip çıkılmıyor. Çok zor durumda yaşayan insanlar var. Verdikleri asgari ücretin bin lirası kiraya gidiyor nasıl geçimimizi sağlayalım. Aldıklarım ihtiyaçlarımı karşılamaya yetmiyor. Zamlar arttığı sürece hiçbir şeye para yettiremeyiz. Beş kişilik aileyiz ve bazen doymuyoruz. Etraftan borç para alıyoruz sürekli. İnsanlara destek olmaları gerekiyor. Zam değil biraz indirim uygulasınlar. Asgari ücretin yeterli olduğunu söylüyorlar ama ben çocuğumun bezini alamıyorum. Sesimizin artık duyulmasını istiyorum. Çocuklarıma bir gelecek sağlayamıyorum. Devletin yaptığı tek yardım engelli çocuğum için aylık olarak belli bir miktarda verdiği para başka bir yardım alamıyorum” diye konuşuyor.