Hobileri mesleğe dönüştü: Herkes üretime katılabilir 2019-07-02 09:12:20   ANKARA - Kadın Emeği Festivali'nde stant açan ve el emeği ürünlerini Ankaralılara sunan kadınlar, hobi olarak başladıkları uğraşı nasıl mesleğe dönüştürdüklerini anlattı. Kadınlar ayrıca üretmenin kendilerine mutluluk verdiğini belirterek, tüm kadınlara da aynı çağrıda bulundu.    Ankara Çankaya Belediyesince düzenlenen ve 28 Haziran’da başlayan 3. Kadın Emeği Festivali, 30 Haziran'da  son buldu. Festival boyunca el emeği ürünler satışa sunuldu. Ahlatlıbel tesisleri Atatürk Parkı’nda 68 stant kurulurken, 600 kadının katıldığı festivalde el yapımı takılardan boncuk işlemelere, ahşap eşyalardan çantaya, keçe işleri,  örgü bebekler ve cam işlemesine kadar birçok ürün alıcı buldu.    'Küçük bir küpeye hayran olduktan sonra bu işi yaptım'   Stant açanlardan Nagihan Tuncer, polimer kil ile takı ve hediyelik eşyalar yapıyor. Nagihan’ın "Dodemert Home" adlı bir sitesi var. Kişiye özel tasarım yapan Nagihan, yabancı bir sitede gördüğü küçük bir küpeye hayran olduktan sonra bu işi yapmaya karar veriyor. Polimerin yurt dışında çok pahalı ve rağbet gören bir ürün olduğunu belirten Nagihan, “Sonra başına geçince daha sağlıklı ve çok güzel bir ürün olduğunu fark ettim” diyor.    ‘İnsanlar daha yeni tanıyor’    Polimer kil ile üretmenin ve şekil vermenin zor olduğunu, minimal 0.2mm’lik iğne ile çalıştığını ve bu işin  sabır istediğini vurgulayan Nagihan, “Küçücük bir takıyı yapmam 3-4 saat sürüyor. Görünümü ve sağlıklı oluşu nedeniyle insanlarda inanılmaz bir rağbet var. Bunu daha yeni tanıyorlar. Bu tanışıklığa vesile olmak beni inanılmaz mutlu ediyor” diye ekliyor. Üretmenin ve kadınlarla birlikte olmanın çok anlamlı olduğunu söyleyen Nagihan, “Benim üç tane oğlum var. Onlarla birlikte onların adına da bir şey yapıyorum. Onlar da annem ‘kendi üretiyor’ diye daha saygılı davranıyorlar. Burada o kadar güzel şeyler üreten kadınlar var ki hepimiz emek işçiliğinden dolayı birbirimize destek oluyoruz ve hayranlıkla bakıyoruz. Kadınlar beynen, kalben, bedenen de güçlüdür. Sadece kas gücümüz erkeklerden farklı ama inanılmaz bir cevher var kadınlarda. Bu baskı ortamından ve bu zihniyetten çıktıktan sonra kadının özgürlüğü zaten yaygınlaşacaktır” şeklinde konuşuyor.     ‘Bu dünya bize ait’    Birnur Siyako da hobi olarak başladığı ahşap boyama işini mesleğe dönüştürenlerden. 2003 yılında Devlet Demiryolları’ndan emekli olduktan sonra takı ve ahşaba merak salan Birnur, “Önce evde yapıyordum sonra Ankara Kalesi’nde bir atölye açtım. Orada devam ediyorum. Üretimin içerisinde olmamız çok güzel bir duygu. Ben kendimi hiçbir zaman kısıtlamadım. İstediğim her yerde bulunabiliyorum. Bu bana mutluluk veriyor. Maalesef toplumda kadınlar eve hapsedilmiş durumda. Kadınlar eşlerine ne kadar karşı gelebiliyorlarsa gelsin kendi ayakları üzerinde dursunlar. Çünkü bu dünya bize ait onların egemenliği altında olmamız gerekiyor” diyor.     'Kişisel sergi açtım’    Resmi farklı nesnelerin üzerine yapan Işıl Özkol da banka emeklisi. Kişisel sergi açan Işıl, “İlk sergim de istiridye kabuklarının içine sulu boya çalışması. Bunlar oluşmamış incilerdi. Bu çok güzel oldu. İkinci sergimde yine nota kağıtları üzerine çalışma yapmayı keşfettim. Notaların üzerine sulu boya çalışıyorum” diyerek yaptığı çalışmayı anlatıyor.    Şu an Ankara Kalesi Pilavoğlu Han’da iki tane resim atölyesi olduğunu söyleyen Işıl, “Birinde çalışıyorum diğerinde sergiliyorum. Böylece kendime bir uğraş bulmuş oluyorum. Çok güzel şeyler yapabiliyoruz ve bunu elimizden geldiğince yaygınlaştırabiliyoruz. Bir şeyler yaptıkça insan kendini geliştiriyor. Herkes sanat alanında olabilir, el becerisi olabilir, bir şeyler üretebilir bence” ifadelerini kullanıyor.