İşporta tezgahlarında kriz: Hiçbir zaman bu yılki kadar zorlanmadık 2019-06-11 09:02:09   DİYARBAKIR  - Sur’da turistik bir bölge olan Hz. Süleyman Türbesi’nde el emeği ürünleri satan kadınlar, ekonomik kriz nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. Zaten zor olan hayat şartlarının daha da zorlaştığını ifade eden kadınlar, “Hiçbir zaman bu yılki kadar zorlanmadık” dedi.    Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesine bağlı Hz. Süleyman Türbesi neredeyse her gün ziyaretçilerin akınına uğruyor. Türbenin girişinde ziyaretçileri karşılayan ise açtıkları tezgahlarda çeşitli ürünler satan kadınlar. Aralarında 20 yıla kadar burada çalışan da bulunuyor. Türbenin girişinde bulunan 3 kadın girer girmez göze çarpıyor. İsimlerini vermeden yaşadıkları sorunları anlatmak istiyorlar. Kadınlardan biri 20 yıldır, biri 3 yıl, biri de 1 yıldır çalışıyor. Birçok zorluk yaşadıklarını fakat bu yılki ekonomik kriz kadar kendilerini etkilemediğine dikkat çekerek, “Şu an var olan ekonomik kriz bizi çok zorluyor. Daha önce de satışlarımız çok çok iyi olmamasına rağmen bize yetiyordu. Fakat özellikle son 1 yıldır satışlarımız neredeyse durmuş durumda” dedi.    ‘9 boğaz nasıl doyacak?’    20 yıldır türbenin girişinde el oyası işleri satan kadın, “Sur’da oturuyordum fakat sokağa çıkma yasakları nedeniyle taşınmak zorunda kaldık. Şimdi başka semtte oturuyorum. Buraya biraz uzak ama yıllardır geldiğim gibi yine her sabah geliyorum. Burayı artık iş yerim olarak görüyorum. El işlemeli tülbent, havlu, patik, renkli renkli başörtüleri ve daha birçok şey satıyorum. Öncesinde az da olsa idare ediyorduk ama şimdi kriz var gün içinde satış yapmadığım da oluyor. Eşim emekli maaşı alıyor onu da biliyorsunuz ne kadardır. 7 çocuğum var onlar da iş arıyor bulamıyor. Emekli maaşı ve buradan kazandığım birkaç kuruş ile 9 boğaz nasıl doyacak?” diye sordu.     ‘Böyle nereye kadar gider?’   Aynı eşyalardan 3 yıldır satış yapan diğer kadın da,  “Uzun süredir Sur’da oturuyorum ama arkadaşım gibi uzun yıllardır çalışmıyorum. İş yok, çocuklarım ve eşim çalışacak iş bulamıyor ben de burada birkaç parça eşya satarak evi geçindirmeye çalışıyorum. Bu nereye kadar böyle gider bilmiyorum” dedi.    ‘Ekonomik krizin zorluğunu görüyoruz’   1 yıldır burada çalışan kadın da, ekonomik kriz nedeniyle bir hayli zor durumda olduğunu söyledi. Üç çocuğu olduğunu, eşinin olmadığını dile getiren kadın, “Burada son 1 yıldır çalışıyorum. Ben de el işi oyalar, patikler, örtüler ve havlular satıyorum. Elden ne gelirse onunla geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Bazen hiç kazancımın olmadığı günler dahi oluyor” diye anlattı.    ‘Satışların yarısından fazlası düştü’   Diyarbakır’ın Dicle ilçesinden topladığı şifalı otları yıllardır getirip sattığını kaydeden bir başka kadın ise, Meryemxort (sarı kantaron), çaya gîravê (ada çayı), kızwan (menengiç), tewi (dıgdıgan), kuru nane, kuru reyhan, kuru kekik ve daha birçok şifalı ot satıyor. Bunların her birinin ayrı ayrı şifası olduğunu belirten kadın, şöyle devam etti: “Eskiden hastane yoktu bu bitkiler vardı ve ilaç niyetine kullanılıyordu. Regl sancısından tutunda kalp damar rahatsızlığına, solunum yolu enfeksiyonlarına, göz rahatsızlığı ve daha birçok hastalığa şifa veren otlardır. Kendim gidip toplayıp kurutuyorum sonra da satıyorum. Evi ben geçindiriyorum diyebilirim. Diğer kadınların etkilendiği gibi ben de krizden çok etkilendim. Satışlarımın yarısından fazlası düştü. İnsanlar, ‘otlardan geçim mi olur’ diyebilir ama bazen bizim için 1 TL’nin bile değeri oluyor özellikle krizin etkili olduğu bu zamanlarda.”