1 Mayıs’a çağrı: Yoksulluğa, güvencesizliğe ve faşizme karşı alanlarda olalım 2019-04-28 09:06:16   Dilan Babat   ANKARA - “Özgürlüğü yan yana kol kola yaratmak için 1 Mayıs’ta alanlarda olalım” şiarıyla 1 Mayıs meydanlarını dolduracaklarını belirten BES Kadın Sekreteri Banu Aykoç, taleplerinden birinin de tecridin kaldırılması olacağını aktardı. Banu, “Faşizmi yaratan ortamın sona ermesinin koşulu tecridin ortadan kaldırılmasından geçer” dedi.   1 Mayıs yaklaşırken birçok kurum ve Sivil Toplum Örgütü (STK)  1 Mayıs programını belirledi.  Bu yıl 1 Mayıs’ı Tandoğan'da kutlayacak olan Ankaralı emek ve demokrasi güçleri, kıdem tazminatı, yoksulluk, güvencesizlik ve bireysel emeklilik taleplerini haykırmaya hazırlanıyor.  Büro Emekçileri Sendikası (BES) bu 1 Mayıs'ta ülkeyi sarmalayan ekonomik krize karşı sokaklarda olacak.  BES Kadın Sekreteri Banu Aykoç, kadınları 1 Mayıs’ta alanlara davet etti.    ‘Birlikteliğin yaratacağı imkanı değerlendirmek gerekiyor’   Emek, özgürlük ve demokrasi için başta kadınlar olmak üzere demokratik dinamiklerin her dönemde olduğu gibi bu dönemde de inançla mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Banu, “Faşizm koşullarında bunun hissiz ve cılız kaldığını da görmek gerekiyor. Yerel seçimlerde bu anlamda değerlendirmek gerekiyor.  Yerel seçimlerde AKP- MHP faşist bloğu devletin tüm imkanlarını ve zor aygıtlarını kullanarak, seçim süreci yürüttü ama halkların bir birlikteliği ortaya çıktı. Bu birlikteliğin yarattığı imkânı değerlendireceğimiz günlerden geçiyoruz. Faşizm koşullarını yaratan zemini ortadan kaldıracak bir güce çevirmek gerekiyor.  Uzun zamandır siyasal iktidar yönetim krizi yaşıyor ve varlığını koruma adına faşist saldırılarını çok güçlü bir şekilde uyguluyor. Yerel seçimlerden sonra bunun daha da arttıracağını görüyoruz” dedi.    ‘Tecrit kalkmalı'   1 Mayıs’ta açlık grevlerinin de gündeme alınması gerektiğini vurgulayan Banu, “Ana muhalefet liderinin uğradığı fiziksel saldırı tüm muhalif kesimlere saldırıların artacağını gösteriyor. Dinamik güçlerin ortak paydalarını tutkal edip aslında bir çıkış yakalayacağı bir sürece evirmesi anlamında tarihi bir dönemeç olarak adlandırmak gerekiyor. Bu temelde Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik mutlak tecridin sona ermesi ve Leyla Güven öncülüğünde başlatılan zindanlarda birçok eylemci tarafından sürdürülen açlık grevlerinin sahiplenmesi önemli. Faşizmi yaratan koşulların ortadan kalkmasının koşullu tecridin ortadan kaldırılmasından geçer. Faşizmin ortadan kaldırılması emekçilerinde, halkların ve kadınların lehine olan kazanımların elde edilmesini de kazandıracak” dedi.    ‘Kamu alanları AKP büroları haline getirildi’   Faşizmin emek alanına da yoğun saldırdığını ifade eden Banu,  “80’lerden bu yana neo liberal politikalar paralelinde kamuda bir dönüşüm, güvencesizlik söz konusuydu.  AKP iktidarı bugünkü koşulları, emekçiler aleyhine tam da kendi ihtiyacına göre düzenlenmeye ve dönüştürmeye devam ediyor.   Özellikle 1 Mayıs’ta güvencesizlik temel gündemlerimizden biri. OHAL KHK’leri ile özel sektörde dahi olmayan bir hukuksuzlukla 100 binin üzerinde kamu emekçisi işten atıldı. İş güvencesinin fiilen ortadan kaldırıldığını görmüş olduk. Bununla birlikte kuralsız, esnek, bireysel sözleşmelere dayalı çalışma biçimi haline getirildi.  İşe alımlarda özellikle uygulanan güvenlik soruşturmaları ve mülakatlar bunun bir parçası haline geldi.  Adeta kamu alanları AKP’nin büroları haline dönüştürüldü, parti memurları yaratıldı.  Güvencesizlik işsizlik korkusunu beraberinde getirdiği için baskıyı da sineye çekmeyi beraberinde getiriyor.  Hak aramanın önüne geçiyor ve örgütsüzlüğü de aslında dayatmış oluyor” diye konuştu.    ‘Kadınları en güvencesiz mekanda ev hapsetmek değil’   Güvencesizliğin özelde kadınları etkilediğini vurgulayan Banu, şöyle devam etti: “2019 yeni ekonomik programında hükümet, ‘esnek yarı zamanlı çalışmayı’ kadınlara müjdeledi! Kadınlar işte ve evde çifte mesai yapan kadınların yüklerini hafifletmesi için bir olanak olarak değerlendirebiliyorlar. Bu bizim gündemimizdeydi bundan sonra 1 Mayıs’a giderken de gündemimiz de olacak. Kadınların kuşatılmışlığı, yüklerinin hafiflemesinin yolu en güvencesiz mekânda eve hapsetmek değil aksine bizim taleplerimiz doğrultusunda, doğum öncesi ve sonrası ücretli izinlerin arttırılması. Doğum sonrası devredilemez ebeveyn izinlerin kullanılması ve kamudaki bakım hizmetlerin kamusal alanda ücretsiz olarak gerçekleşmesi.  Kadınlar açısından esas çözüm bu olacaktır.”   ‘Yoksulluğa karşı 1 Mayıs’a’   Banu, diğer talepleri arasında açlık sınırının altında herhangi bir kesim olmaması, hiçbir vergi alınmaması, yoksulluk sınırı altında da verginin yüzde 10’nunu sahiplenmesi, emeklilikte yaşa takılanların gasp edilen hakların iadesi, ekonomik krizle birlikte derinleşen yoksulluğa karşı adım atılması olduğunu söyledi.    ‘1 Mayıs’a çağırıyoruz’   Banu son olarak 1 Mayıs için şu çağrıyı yaptı: “Asla vazgeçmediğimiz barış, demokratikleşme, eşit ve bir arada yaşam mücadelesi temelinde emek alanında güvencesizliğe, işsizliğe ve yoksulluğa karşı alanlarda olacağız. Tarihe yön verebileceğimiz önemli bir dönemeçte 1 Mayıs’ı kutluyor olacağız.  Tarihi egemenlerin değil, direnlerin yazdığı olan inancımızla da emekten, barıştan ve özgürden yana olan kesimleri 1 Mayıs’a çağırıyoruz. Tarihi egemenleri aleyhine geri dönülmez şekilde değiştirmek üzere alanlara çağırıyoruz.  Özgürlüğü yan yana kol kola yaratmak için 1 Mayıs’ta alanlarda olalım.”