KESK'li kadınların 8 Mart şiarı: Mücadele kadınları birleştirir dünyayı özgürleştirir 2019-03-06 09:21:12   Dilan Babat   ANKARA - KESK'li kadınlar, 8 Mart'ta "Mücadele kadınları birleştirir dünyayı özgürleştirir" şiarıyla alanlara çıkacak. Tecride karşı açlık grevinde olan Leyla Güven'in direnişinin de alanlarda selamlanacağını belirten BES Kadın Sekreteri Banu Aykoç, "8 Mart Leyla Güven'in sesini duyurmamız için bir fırsattır. Korkuyu yenmek, tecridi parçalamak, özgürleşmek için bütün kadınlar alanlarda olmalıyız" çağrısı yaptı.    8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne sayılı günler kalırken, emek cephesinden kadınların programları da netleşmeye başladı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), bu yıl 8 Mart'a "Mücadele kadınları birleştirir dünyayı özgürleştirir" şiarıyla alanlarda olmaya hazırlanıyor. KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy ve Büro Emekçileri Sendikası (BES) Kadın Sekreteri Banu Aykaç, 8 Mart'ın önemi ve hangi taleple alanlarda olacaklarına dair konuştu.    'Kadınları birleştiren bir slogan'   "Mücadele kadınları birleştirir dünyayı özgürleştirir" şiarının direnen, baskı altında olan bütün kadınları temsil ettiğini belirten Gülistan, hem Türkiye hem de Ortadoğu'da kadınların savaşlara ve erk zihniyetinin yaratığı acılara karşı direndiğini dile getirdi. Dünyanın her yerinde kadınların bedenleri, kimlikleri, hakları ve yaşamları için direndiklerine vurgu yapan Gülistan, "Bütünleşen ve kadınları birleştiren bir şiar belirledik" dedi.     'Kadınlar Leyla Güven için de haykıracak'   Kadınların tüm sömürü biçimlerine karşı isyan etme haklarının olduğunu ve 8 Mart'ta kadınların bu isyanları ana gündem haline getireceğini kaydeden Gülistan, "Bu nedenle kadın dayanışmasına çok fazla ihtiyaç duyulan bir süreç. Ülkemizde 2 yılık bir Olağanüstü Hal (OHAL) süreci yaşandı. OHAL'de çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) çok ciddi saldırılar oldu. Bugün bu kadınların pek çoğu cezaevinde ve açlık grevindeler. Kadınların bulunduğu her yerde direndiği bir 8 Mart olacak. Alanlarda kadınların çok fazla olacağı, direnen kadınların buluşacağı zeminler yaratacak bir 8 Mart olacak. Flormar işçilerinin fabrika önündeki direnişleri 300'üncü günlere yaklaşıyor. Leyla Güven'in açlık grevi 119’uncu gününde. Kadın dayanışmasını ve bütün mücadeleyi buluşturan bir noktadan 8 Mart'ı güçlendireceğimizi düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.      'Güvenceli iş, eşit ücret, sömürüsüz yaşam için alanlardayız'   Yıllardır 8 Mart'ın resmi tatil olması için mücadele verdiklerini anımsatan Gülistan, şöyle devam etti: "Hem ev içerisinde hem de çalışma yaşamlarında sömürünün kat be kat arttığı bir durum var. Kadınların hem ev işlerinden hem de patronlarının yükledikleri işlerden, sermayenin sömürüsünden kurtulmak için, alanlarda kendi hakları ve talepleri için bir arada olmaları gerekiyor. 8 Mart'ta bütün kadınların alanlarda olmasını istiyoruz. Resmi tatili bu yıl da talep edeceğiz. Güvenceli iş, eşit ücret için bir talebimiz olacak."   '31 Mart sözümüzü de alanda söyleyeceğiz'    8 Mart'a doğru giderken 31 Mart yerel seçimleri için de sözlerini alanlarda söyleyeceklerini  kaydeden Gülistan, kadınları yok sayan AKP- MHP bloğuna cevap vereceklerine dikkat çekti. Yine en önemli taleplerden birinin de barış olduğunu ifade eden Gülistan, "Halkların, çocukların ve kadınların özgürce yaşayabilmeleri için en elzem olan şeylerden biri de barış ortamının yaratılması.  'Savaşa karşı barış' bu 8 Mart'ta da talebimiz olacaktır" diye belirtti.   İşyerlerinde ve alanlarda çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştireceklerini anımsatan Gülistan, 8 Mart günü alanlarda olma kararı aldıklarını dile getirdi.    'Bu 8 Mart'a daha fazla sahip çıkıyoruz'    BES Kadın Sekreteri Banu Aykaç da, "Yaşamlarımızın öznesiyiz, korkuya teslim olmayalım izin vermeyelim" şiarıyla 8 Mart'ı karşılayacaklarını belirtti.  New York'ta 8 Mart 1857 tarihinde kadın işçilerin sömürüye karşı direnirken katledişlerinin 162'nci yıl dönümü ve bir devrime öncülük etmiş kadın hareketinin temsilcilerinden Rosa Luxsemburg'un katledilişinin 100'üncü yılında alanlara çıktıklarını kaydeden Banu, bunun tarihsel bir önemde olduğunu aktardı.    'Kamuda sömürü daha da arttı'   Kamuda emekçilere yönelik saldırılan farklı boyutlara ulaştığını belirten Banu, "1980'li yıllardan bu yana özel sektör mantığıyla bir dönüşüm yaşanıyor. Bu kapsamda, sömürüye performansa dayalı, parçalı, esnek, güvencesiz, taşeron çalışma, kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaşıyor.  Kadınlara 'müjdelenen' esnek çalışma biçimi, iş ve aile yaşamını uyumlaştırma projesi olarak karşımıza çıkıyor. Ve yeni ekonomik programda kamuda uygulanacağını gördüğümüz bu çalışma biçimi, öyle manipüle ediliyor ki kadınlar tarafından olumlu karşılanabiliyor" dedi.    Kadınların emeklerinin yılardır sömürüldüğünü ve iş gücü yükünün giderek ağırlaştığını ifade eden Banu, 8 Mart kapsamında "Esnek çalışmaya hayır" ,"Mobbinge hayır", "Performansa hayır" talepleriyle alanlara ineceklerini söyledi.    'Leyla Güven faşizmin karanlık yüzünü parçaladı'   Bu yıl 8 Mart'ın en büyük öneminin Leyla Güven'in devam eden direnişi olduğunu ifade eden Banu, şöyle dedi: "8 Mart'ta savaşlara karşı olduğumuzu bir kez daha belirteceğiz.  Sevgili Leyla Güven bir kadın olarak, bir çıkış yapmış faşizmin karanlığını, tüm topluma uygulanan tecrit sistemini parçalayarak tarihi bir öncülük rolü üstlenmiştir.  Tüm kadınların bu direnişi sahiplenmesi, yükseltilmesi büyük önemdedir. 8 Mart biz kadınların Leyla Güven'in sesini duyurmamız için bir fırsattır. Korkuyu yenmek, tecridi parçalamak, özgürleşmek için bütün kadınlar alanlarda olmalıyız."