2024: Direnişin sesi kıtaları aştı 2024-12-20 09:01:45   Her yer ‘Jin jiyan azadî’   Derya Ceylan    HABER MERKEZİ - Kadınlar 2024 yılı boyunca eşitlik, özgürlük ve adalet talepleriyle meydanları doldurdu. "Jin, Jiyan, Azadî" sloganı dünya çapında yankılanırken, kadın hakları mücadelesi birçok alanda toplumsal dönüşümün öncüsü oldu. Kıtalar bazında eylemler, kadınların dayanışmasının ve direnişinin gücünü bir kez daha ortaya koydu.    2024 yılı, kadın hakları mücadelesinin her zamankinden daha güçlü bir şekilde küresel sahnede yer aldığı bir dönem oldu. Kadınlar, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddetin sona erdirilmesi ve ekonomik hakların sağlanması için dünyanın dört bir yanında alanlara çıktı. Bu eylemlerde kadınlar, sadece bireysel hak arayışlarını değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve eşitlik taleplerini de dile getirdi.   Eylemlerde öne çıkan "Jin, Jiyan, Azadî" sloganı, bu mücadelenin ortak bir sembolü haline geldi. İlk olarak Orta Doğu'da kadın direnişiyle özdeşleşen bu slogan, 2024 yılı boyunca Asya'dan Avrupa'ya, Kuzey Amerika'dan Güney Amerika'ya kadar milyonlarca kadının sesini birleştirdi. Kadınların direnişini ve dayanışmasını ifade eden bu sözler, protestolarda ve kampanyalarda yankılanarak evrensel bir özgürlük çağrısına dönüştü.   Kadınlar sadece meydanlarda değil, siyaset sahnesinde, iş yerlerinde ve sosyal platformlarda da haklarını savundu. Bu süreçte, dünyanın dört bir yanında yapılan eylemler, hem toplumsal dönüşüm için güçlü bir irade ortaya koydu hem de kadın haklarının küresel bir öncelik olduğunu bir kez daha hatırlattı.    2024 yılında dünya genelinde kadın mücadelesine dair öne çıkan olayları kıtalar bazında derledik.    Afrika: Şiddet ve göç krizlerine karşı mücadele     Sudan: Sudan, yıl boyunca kadınların en ağır bedeller ödediği çatışma bölgelerinden biri oldu. Doğu Gezira bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin 47 kişiye, aralarında çocukların da bulunduğu, tecavüz ettiği rapor edildi. Tecavüze uğrayan bir çocuğun yaşamını yitirdiği belirtildi. İnsan hakları örgütleri, tecavüz ve taciz vakalarının Sudan’daki kadınları intihara sürüklediğini ve saldırıların, evlerin ve çiftliklerin yakılması gibi sistematik bir şiddet politikasının parçası olduğunu vurguladı.     Sudan’da iç savaş nedeniyle 18 milyon kişi gıda güvensizliği riski altında bulunurken, 8 milyon kişi yerinden edildi. UNICEF, 14 milyon çocuğun insani yardıma ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Sudan Doktorlar Sendikası, hayatta kalan kadınlar için acil tıbbi yardım çağrısı yaptı.   Kenya ve Mozambik: Başkent Nairobi’nin Mukuru bölgesinde bir çöplükte seri katilin 42 kadını öldürdüğü ortaya çıktı. Katilin kadınların cansız bedenlerini plastik torbalara koyarak çöplüğe attığı belirlendi. Olay, ülkede infiale yol açtı ve polisin sorumluluğunu sorgulayan geniş çaplı eylemler düzenlendi. Mozambik’in Nampula eyaletinde aşırı kalabalık bir feribotun batması sonucu 94 kişi hayatını kaybetti. Olayın ardından kolera salgını nedeniyle insanların kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı.     Asya: Eğitim ve özgürlük mücadelesi   Afganistan: 2024 yılı boyunca Taliban rejimi kadınların temel haklarını yok saymaya devam etti. Kadınların tıp fakültelerine kabul edilmesi yasaklandı, böylece kadınların sağlık sektöründeki varlığı tamamen ortadan kaldırılmak istendi. "Erdem Yasası" kapsamında kadınların seslerinin duyulması, yüzlerini örtmeden dışarı çıkmaları ve refakatçisi olmadan seyahat etmeleri yasaklandı.     Kadın hakları savunucuları, Taliban'ın uygulamalarını protesto etmek için "Benim Sesim Utanç Değil" kampanyasını başlattı. İspanyol kadın aktivistler ise Taliban’ın kadınlara yönelik eylemlerini “insanlığa karşı suç” olarak tanımlanması için Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne çağrıda bulundu.   Mor Cumartesiler Hareketi, BM Afganistan Yardım Misyonu (UNAMA) Direktörü Roza Otunbayeva’ya istifa çağrısı yaparak BM’nin Taliban’ı meşrulaştırdığını ve kadın haklarını yeterince savunmadığını belirtti.   Yemen: 2024 yılında Yemen, kadın hakları ve insani krizlerin odak noktası olmaya devam etti. Husi kontrolündeki bölgelerde keyfi gözaltılar ve zorla kaybetmeler artarken, Yemen'deki Barış İçin Kadınlar Koalisyonu bu ihlallerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek, tutukluların serbest bırakılması ve sivillerin korunması için BM ve uluslararası kuruluşlara çağrı yaptı. Radum açıklarında bir göçmen teknesinin batması sonucu 26'sı kadın olmak üzere onlarca kişi hayatını kaybederken, Yemen’in savaşın ağır yükü altında kalan halkı için insani yardımlar yetersiz kaldı. Özellikle kadın ve çocukların mağdur olduğu bu kriz ortamında, kadın hakları savunucuları barış sürecine kadınların daha fazla dahil edilmesini talep etti. UNICEF’in raporlarına göre, Yemen’de milyonlarca insan gıda güvensizliği ve temel hizmet eksikliği ile mücadele ederken, kadınlar savaşın yıkıcı etkilerine karşı mücadelelerini sürdürdü.     Pakistan: Beluci kadınlar, bin 200 kilometrelik bir yürüyüş düzenleyerek devletin zorla kaybettirme, yargısız infaz ve askeri operasyon politikalarını protesto etti. Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı, bu direnişi destekleyerek ölüm mangalarının dağıtılmasını ve kayıpların serbest bırakılmasını talep etti.   Yıl içinde yaşanan bir diğer gelişmede şu oldu: Meryem Navaz, Pakistan’ın Pencap eyaletinde başbakan seçilerek bu göreve gelen ilk kadın oldu.   Hindistan: Mart 2024’te ülke genelinde yapılan protestolarda, kadınlar tarım sektöründeki düşük ücretler ve iş güvencesizliğini protest o etti. Ağustos ayında, Kalküta’da genç bir doktorun tecavüz edilerek katledilmesi sonucunda ülke çapında 150 bini aşkın kişinin katılımıyla protesto eylemleri düzenlendi. Eylemlerde kadınlar "Jin, Jiyan, Azadî" sloganıyla adalet çağrısında bulundu.      Çin: Çin'de, 2024 yılı boyunca kadınların haklarını savunmak için çeşitli eylemler düzenlendi. Özellikle, #MeToo hareketinin öncülerinden gazeteci Huang Xueqin, "devlete karşı isyan" suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, Çin'deki kadın hakları savunucuları arasında büyük tepkiye yol açtı. Huang, medya sektöründe cinsiyetçilik ve kadın düşmanlığına karşı mücadele eden önemli bir figürdü. Eylemciler, Huang Xueqin’in tutuklanmasını protesto etmek ve kadınların susturulmasına karşı seslerini yükseltmek için çeşitli kentlerde protestolar düzenledi. Çin yönetiminin sert müdahale politikalarına rağmen, kadın hakları savunucuları dijital platformlar üzerinden dayanışma kampanyaları başlattı ve uluslararası toplumun desteğini talep etti.   Nepal: Ülkede şiddetli yağmur nedeniyle meydana gelen sel ve toprak kaymalarında 101 kişi hayatını kaybetti, 64 kişi kayboldu. Başkent Katmandu başta olmak üzere afet bölgelerinde geniş çaplı kurtarma operasyonları düzenlendi. Yetkililer, ölü sayısının artabileceğini ve afetten etkilenenlerin büyük çoğunluğunun kırsal kesimde yaşayanlar olduğunu açıkladı.   Irak: Irak, 2024 yılında kadın hakları konusunda önemli gelişmelere ve tartışmalara sahne oldu. Irak Bakanlar Kurulu, Mart ayında her yıl 3 Mart'ın “Ulusal Kadınlar Günü” olarak kutlanmasına karar verdi. Bu karar, Irak Yüksek Kadın Konseyi'nin önerisi doğrultusunda alındı ve kadınların sosyal, ekonomik ve politik alanlarda desteklenmesini teşvik etmek amacıyla duyuruldu.   Ancak ülkede kadın haklarıyla ilgili tartışmalı bir yasa tasarısı da gündeme geldi. Şii partiler tarafından önerilen ve evlilik yaşını 18'den 9'a düşürmeyi hedefleyen yasa tasarısı, kadın hakları savunucuları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Bu tasarının çocuk evliliklerini yasallaştıracağı ve kadınların temel haklarını ihlal edeceği vurgulanarak geniş çaplı protestolar düzenlendi.     Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan raporlarda, Irak genelinde 2024’ün ilk altı ayında 327 kadın ve 94 erkeğin cinsel tacize uğradığı belirtildi. Bu vakaların çoğunda faillerin cezasız kalması, kadınların adalet arayışını daha da zorlaştırdı. 14 bin şikâyetin sadece bir kısmı yargıya taşınırken, birçok dava aşiret anlaşmalarıyla kapatıldı.   İran:  İran’da kadınlar, zorunlu başörtüsü yasasına karşı protestolarla yılı geçirdi. 2024 yılında gündemdeki en önemli gelişme, zorunlu başörtüsüne ilişkin yeni yasa tasarısının Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi tarafından askıya alınması oldu. Bu yasa, İslami kıyafet yönetmeliğine uymayan kadınlara ağır cezalar getiriyordu. Tasarıda, 5 bin Euro’yu aşan para cezaları, ülkeyi terk etme yasağı ve 15 yıla kadar hapis cezaları gibi yaptırımlar yer alıyordu. Ancak toplumsal tepkiler ve protestolar, bu tasarının geçici olarak durdurulmasına neden oldu.     2024 yılında, İranlı kadınlar Jîna Emînî’nin katledilmesi sonrası başlayan kadın hareketini büyüterek devam ettirdi. “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı protestolarda geniş bir yankı buldu. Kadınlar, dijital platformlarda dayanışma gösterirken, sokaklarda da özgürlük ve hak mücadelesi için bir araya geldi.   İran’daki kadın direnişi, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin simgesi haline geldi ve uluslararası alanda geniş destek gördü. Bu süreç, kadınların yalnızca başörtüsü yasasına değil, aynı zamanda ekonomik eşitsizliklere ve siyasi baskılara karşı direnişine de sahne oldu.   Avrupa: Yasalar ve grevler öne çıktı   İtalya: İtalya’da 2024 yılında kadın katliamlarıyla mücadele kapsamında önemli toplumsal eylemler düzenlendi. Roma’daki İspanyol Merdivenleri’nde feminist aktivistler, kadın katliamlarını protesto etmek için kırmızı boya dökerek dikkat çekti. Bu eylem, ülkedeki kadınların güvenliği konusunda hükümetin yetersizliğini eleştiren bir mesaj olarak yankı buldu.     Kadın hakları savunucuları, aile içi şiddet ve kadın katliamlarına karşı daha güçlü yasalar talep ederken, kadın cinayetlerinin faillerine yönelik cezasızlık sorununu gündeme taşıdı. Ayrıca, İtalya’daki eylemler “Jin, Jiyan, Azadî” sloganıyla uluslararası dayanışmanın bir parçası haline geldi.   Almanya ve Fransa: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) öncülüğünde Düsseldorf, Stuttgart ve Marsilya’da büyük yürüyüşler düzenlendi. Eylemlerde "Jin, Jiyan, Azadî" sloganı yankılanırken, kadın katliamlarına ve aile içi şiddete karşı etkili yasal düzenlemeler çağrısında bulunuldu.     İspanya: İspanyol kadın aktivistler, Taliban’ın kadınlara yönelik politikalarını “insanlığa karşı suç” olarak tanınması için bin imza topladı. Ayrıca turizm sektöründe çalışan kadınlar, ücret eşitsizliğini ve ayrımcılığı protesto etmek için greve gitti.   Fransa ve İsviçre: Gisèle Pelicot’un uyuşturularak tecavüze uğradığının ortaya çıkması, kadınları sokaklara döktü. "Hepimiz Gisèle'iz" sloganıyla dayanışma mesajları verildi. Ayrıca 8 Mart’ta kürtaj hakkı anayasal güvence altına alındı. İsviçre’de 14 Haziran’da düzenlenen Feminist Kadın Grevi’nde binlerce kadın eşit işe eşit ücret ve emeklilik haklarının iyileştirilmesi taleplerini dile getirdi.     Polonya: Polonya Parlamentosu, tecavüz suçlarına yönelik yasayı genişleterek cezasını 15 yıla çıkardı ve rıza olmaksızın gerçekleşen tüm cinsel eylemleri suç kapsamına aldı. Bu yasa, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde önemli bir adım olarak değerlendirildi.   Kuzey Amerika: Kürtaj hakları için direniş   ABD: 2024 yılı boyunca kürtaj hakkı için yapılan protestolar ülke gündeminden düşmedi. Washington DC ve Phoenix başta olmak üzere 100’den fazla şehirde düzenlenen eylemlerde “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı yankılandı. Roe v. Wade kararının iptal edilmesinin yıl dönümünde, 250’den fazla protesto gerçekleştirildi.   Kanada: 5 Mayıs Kırmızı Elbise Günü’nde, kaybolan ve öldürülen yerli kadınlar için farkındalık etkinlikleri düzenlendi. Yerli topluluklar, sistematik şiddete karşı daha fazla koruma talep etti.   Haiti: Haiti, 2024 yılında siyasi istikrarsızlık, şiddet ve göç krizlerinin merkezinde kaldı. Mülteci teknelerinde yaşanan trajediler, ülkenin karşı karşıya olduğu insani krizin bir yansımasıydı. Turks ve Caicos Adaları'na gitmeye çalışan bir mülteci teknesinde çıkan yangın, en az 40 kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Bu olay, Haitili kadınların ve çocukların göç sırasında karşı karşıya kaldığı tehlikeleri bir kez daha gündeme taşıdı.     Kadınlar, Haitili mültecilere yönelik koruma politikalarının yetersizliğini protesto ederek uluslararası topluma çağrıda bulundu. Şiddet olaylarının artışı ve ekonomik kriz, kadınları ve çocukları göçe zorlamaya devam etti.   Güney Amerika: Kadın hakları mücadelesi   Arjantin: Plaza de Mayo Anneleri’nden Mirta Acuña de Baravalle, 99 yaşında hayatını kaybetti. Mirta Acuna de Baravalle, kayıp yakınları mücadelesinin sembol isimlerinden biriydi.     Meksika: Meksika, kadın katliamları oranında dünya genelinde üst sıralarda yer almaya devam ederken, feminist gruplar bu durumu protesto etmek için geniş çaplı eylemler düzenledi. Özellikle Mart 2024’te başkent Mexico City’de düzenlenen yürüyüşlere on binlerce kadın katıldı. Eylemlerde, faillerin cezasız kalmasına karşı adalet çağrıları öne çıktı.   Feminist direniş, kadın cinayetlerinin bir toplumsal sorun olarak ele alınması ve cinsiyete dayalı şiddetin durdurulması için daha etkili politikalar uygulanmasını talep etti. Eylemciler, “Yaşam Hakkı” pankartları taşıyarak, Meksika hükümetinin kadınların korunmasına yönelik önlemler almadığını eleştirdi.   Ekvador: Belediye Başkanı Brigitte Garcia ve yardımcısı Jairo Loor, silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Bu olay, ülkede siyasi şiddet tartışmalarını yeniden alevlendirdi.   Okyanusya: Doğal afetler ve toplumsal mücadeleler   Papua Yeni Gine: Toprak kayması nedeniyle 300’den fazla kişi hayatını kaybetti, 3 bin 900 kişi etkilendi. İnsan hakları savunucuları, bölgede geniş çaplı yardım kampanyaları düzenlenmesi çağrısında bulundu.   Avustralya: Ağustos ayında düzenlenen yürüyüşlerde kadın hakları savunucuları, aile içi şiddete karşı daha güçlü önlemler alınmasını talep etti.   Uluslararası örgütlerden raporlar    UNICEF Raporu: 2024 yılında 370 milyon kadın ve kız çocuğunun cinsel şiddete uğradığı açıklandı. Çevrimiçi taciz dahil edildiğinde bu sayı 650 milyona ulaştı.   BM Raporu: 85 bin kadın ve kız çocuğu erkekler tarafından katledildi. Bu katliamların yüzde 60’ının aile içi şiddet kaynaklı olduğu belirtildi.     Dünya 'Jin jiyan azadî' sloganıyla yankılandı    2024 yılı, kadınların hakları için yürüttüğü mücadelenin dünya genelinde daha da görünür hale geldiği bir dönem olarak tarihe geçti. "Jin jiyan azadî" sloganının kıtaları aşan yankısı, kadınların dayanışma ve direniş gücünü evrensel bir simgeye dönüştürdü.   Kadınlar, ekonomik eşitlikten toplumsal adalete, eğitim hakkından şiddetle mücadeleye kadar birçok alanda kararlılıkla meydanlara çıkarak, bireysel hak taleplerinin ötesinde toplumsal dönüşüm için de irade ortaya koydu. Sadece meydanlarda değil, siyasetten sanata, eğitimden çalışma hayatına kadar her alanda hak savunuculuğu yapan kadınlar, toplumların değişiminde öncü olduklarını bir kez daha gösterdiler.   2024 yılı boyunca yaşanan bu güçlü direniş ve dayanışma dalgası, kadın hakları mücadelesinin sadece bir talep değil, bir insanlık meselesi olduğunu kanıtladı. Kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet için verdikleri mücadele, gelecek yıllar için de ilham kaynağı olmaya devam edecek.